Translation of "Karanlıktan" in Portuguese

0.011 sec.

Examples of using "Karanlıktan" in a sentence and their portuguese translations:

- Ben karanlıktan korkuyorum.
- Karanlıktan korkarım.
- Karanlıktan korkuyorum.

- Tenho medo da escuridão.
- Eu tenho medo do escuro.

- O, karanlıktan korkar.
- O, karanlıktan korkuyor.

Ela tem medo do escuro.

Çocuk karanlıktan korkar.

A criança tem medo do escuro.

Çocuk karanlıktan korkardı.

O menino tinha medo da escuridão.

Karanlıktan çok korkar.

Ela morre de medo do escuro.

Tom karanlıktan korkar.

Tom tem medo do escuro.

Karanlıktan korkar mısın?

Você tem medo do escuro?

Tom karanlıktan korkuyor.

Tom tem medo do escuro.

Palyaço karanlıktan korkuyor.

O palhaço tem medo do escuro.

Tom karanlıktan korkmuyor.

Tom não tem medo do escuro.

Gecenin gelmesiyle karanlıktan faydalanacaklar.

A noite trará a camuflagem da escuridão.

Karanlıktan sonra dışarı çıkma.

Não saia depois de escurecer.

Küçük çocuk karanlıktan korkuyor.

- O menininho tem medo do escuro.
- O garotinho tem medo do escuro.

Bir çocuk karanlıktan korkar.

As crianças têm medo do escuro.

O, karanlıktan çok korkar.

Ela tem muito medo do escuro.

Tom artık karanlıktan korkmuyor.

Tom não tem mais medo do escuro.

Karanlıktan çıkarak ışığa çıktı.

Ele saiu da escuridão para a luz.

Turistler karanlıktan önce yolculuklarını bitirmeli.

Os viajantes devem terminar sua jornada antes de escurecer.

O, karanlıktan sonra geri döndü.

Ele voltou depois de escurecer.

Gerçekten karanlıktan korktuğumu düşünüyor musunuz?

Você realmente acha que eu tenho medo do escuro?

Karanlıktan faydalanmak için geceyi beklemesi gerek.

Ela tem de esperar pela proteção da noite.

Patagonya dağlarındaki anne puma karanlıktan faydalanmış.

Nas montanhas da Patagónia, o puma fêmea aproveitou a escuridão.

Ben her zaman karanlıktan nefret ettim.

Eu sempre odiei o escuro.

Karanlıktan sonra eve yalnız yürümeyi sevmem.

- Eu não gosto de ir sozinho pra casa depois de escurecer.
- Eu não gosto de ir sozinha pra casa depois de escurecer.

Karanlıktan sonra onun dışarı çıkmasına izin verme.

- Não deixe ela sair depois de escurecer.
- Não deixem ela sair depois de escurecer.

- O, nadiren, kırk yılda bir, karanlık çöktükten sonra dışarı çıkar.
- Karanlıktan sonra nadiren, kırk yılda bir, dışarı çıkar.

Ela raramente, para não dizer nunca, sai de casa depois que anoitece.