Translation of "Kağıt" in Portuguese

0.008 sec.

Examples of using "Kağıt" in a sentence and their portuguese translations:

- Kağıt beyazdır.
- Kağıt beyaz.

- O papel é branco.
- Papel é branco.

Yazıcıya kağıt lazım.

A impressora precisa de papel.

Kağıt ağaçtan üretilir.

O papel é fabricado a partir da madeira.

Kağıt kolaylıkla tutuşur.

O papel queima com facilidade.

Taş, Kağıt, Makas

Pedra, papel, tesoura.

Kağıt hızlı yanar.

O papel queima rapidamente.

Kağıt kolayca yakar.

O papel queima com facilidade.

Ben kağıt istiyorum.

- Eu quero papel.
- Quero papel.

Bu kağıt pürüzlü.

Este papel é áspero.

Bu kağıt ithal.

Este papel é importado.

Kağıt havlu kullanmıyorum.

Eu não uso papel toalha.

Kağıt beyazdır; kar da beyazdır. Kağıt ve kar beyazdır.

O papel é branco; a neve também é branca. O papel e a neve são brancos.

Çok az kağıt kaldı.

Resta pouquíssimo papel.

Bana kağıt mendili getir.

Traga-me os Kleenex.

Kağıt Çin'de icat edilmiştir.

O papel foi inventado na China.

Kağıt, yazmak için yararlıdır.

O papel é útil para se escrever.

Çocuk kağıt uçak yaptı.

- O menino fez um avião de papel.
- O garoto fez um avião de papel.

Bu kağıt, mürekkebi emmez.

Este papel não absorve a tinta.

Bu kağıt mürekkep emmez.

Este papel não absorve a tinta.

Bana bir kağıt verin.

Dê-me uma folha de papel.

Kağıt bir Çin icadıdır.

O papel é uma invenção chinesa.

Origami kağıt katlama sanatıdır.

Origami é a arte de dobrar o papel.

Herhangi bir kağıt işe yarar.

Qualquer papel serve.

Lütfen bana bir kağıt getir.

Traga-me uma folha de papel, por favor.

Taş, kağıt, makas oynayalım mı?

- Vamos jogar pedra, papel e tesoura?
- Vamos jogar joquempô?

Bana bir parça kağıt ver.

Me dê um pedaço de papel.

Büyükannemin cildi kağıt gibi görünüyordu.

A pele da minha vó parecia papel.

İhtiyacımdan fazla kağıt kullanmamaya çabalıyorum.

Eu tento não usar mais papel do que preciso.

Tom Mary'ye bir kağıt uzattı.

Tom deu uma folha de papel para Maria.

Bu sadece bir kağıt parçası.

É só um pedaço de papel.

Tom asla kağıt havlu kullanmaz.

Tom nunca usa papel toalha.

Tom kağıt uçaklar yapmayı seviyor.

O Tom gosta de fazer aviões de papel.

Ben bir kağıt uçak yaptım.

Fiz um avião de papel.

Bir kağıt mendile ihtiyacım var.

- Eu preciso de um tecido.
- Preciso de um tecido.
- Preciso de um lenço.

Yere bir parça kağıt düştü.

Uma folha de papel caiu no chão.

Bu kağıt parçasına adını yaz.

Escreva seu nome neste pedaço de papel.

Bu kağıt parçasına adınızı yazın.

Escreva seu nome nesta folha.

Bu kağıt ağırlığı dedeme aitti.

Este peso de papel pertenceu ao meu avô.

Fotokopi makinesinin içine birkaç kağıt koy.

Coloque um pouco de papel na copiadora.

Ben bu kağıt parçasına yazabilir miyim?

Posso escrever nesta folha de papel?

Kağıt haritalarına olan ihtiyacı ortadan kaldırdı.

Lütfen bana bir tomar kağıt getir.

Por favor, traga-me um pedaço de papel.

Bir sayfa kağıt alın ve yazın!

Pega uma folha e escreve!

Amaçlarını bir kağıt parçası üzerine yaz.

- Escreva os seus objetivos em uma folha de papel.
- Escrevam os seus objetivos em uma folha de papel.

Kağıt mendili olan biri var mı?

Alguém tem um lenço?

Onlar küçük bir kağıt uçak yaptı.

Eles fizeram um pequeno avião de papel.

O, ona bir parça kağıt verdi.

Ela lhe deu um pedaço de papel.

Tom kağıt öğütücüyü nasıl kullanacağını hatırlayamıyor.

Tom não consegue lembrar como usar o desfibrador.

Tom cebinden bir parça kağıt çıkardı.

- Tom tirou um pedaço de papel do bolso.
- O Tom tirou um pedaço de papel do bolso.

Ama dümdüz kağıt gibi değil ki bu

Mas não é como papel liso, isso é

Kağıt, cam ve plastik geri dönüştürülebilir malzemelerdir.

Papel, vidro e plástico são materiais recicláveis.

Tom caddede yüz dolarlık kağıt para buldu.

Tom encontrou uma nota de cem dólares na rua.

Mary kahveyi süzmek için kağıt filtre kullanır.

Maria usa filtro de papel para coar o café.

Sadece kağıt üzerinde var olan bir evliliktir.

É um casamento que existe só no papel.

Tom sınav için boş bir kağıt uzattı.

Tom entregou em branco a folha de papel da prova.

- Biraz kağıda ihtiyacım var.
- Bir miktar kağıt istiyorum.

Eu quero papel.

E-kitapların, kağıt kitapların yerini alacağını düşünüyor musunuz?

Você acha que os e-books substituirão os livros impressos?

O kağıt parçasını bana verin, onu kontrol edeceğim!

Entregue-me esse pedaço de papel e vou inspecioná-lo!

Hile hurda soygun üç kağıt gibi şeyler oluyor mu

fazer coisas como roubo de sucata truque três papéis

Taş, makası ezer. Makas, kağıdı keser. Kağıt, taşı kaplar.

A pedra quebra a tesoura. A tesoura corta o papel. O papel embrulha a pedra.

Plastik bir torba mı yoksa kağıt bir torba mı istiyorsunuz?

Deseja uma sacola de plástico ou de papel?

Köpeğim bir kağıt havlu yedi. Onun hastalanıp hastalanmayacağını merak ediyorum.

O meu cachorro comeu um guardanapo de papel. Será que ele vai ficar doente?

Bir ülke tarafından üretilen kağıt miktarı onun kültürel standartlarıyla yakından ilişkilidir.

A quantidade de papel produzida por um país é bastante relacionada aos seus padrões culturais.

Her birinizin bir parça kağıt çıkarmasını ve ne olduğunu yazmasını istiyorum.

- Quero que cada um de vocês pegue um pedaço de papel e escreva o que aconteceu.
- Eu quero que cada um de vocês pegue um pedaço de papel e escreva o que aconteceu.

Bu plan kağıt üzerinde harika görünüyorken, bir felaket olduğu ortaya çıktı.

Este plano, apesar de parecer excelente no papel, mostrou-se um desastre.

- Bir kağıt parçasına onun telefon numarasını not aldım.
- Onun telefon numarasını bir kâğıt parçasına yazdım.

Eu anotei o número de telefone dele num pedaço de papel.

Okulda dört çöp kutusu vardır: kağıt için bir, plastik için bir ve cam ve metal için iki tane daha.

Há quatro latas de lixo na escola: uma para papel, outra para plástico e duas outras para vidro e metal.