Translation of "İngiliz" in Portuguese

0.010 sec.

Examples of using "İngiliz" in a sentence and their portuguese translations:

O İngiliz.

Ele é britânico.

İngiliz değilim.

- Eu não sou inglês.
- Eu não sou inglesa.

Tom İngiliz.

Tom é britânico.

"Hayır, " İngiliz tekrarladı.

"Não", repetiu o inglês.

İngiliz mizahını anlamıyorum.

Eu não entendo o humor britânico.

"Hocalarımız nereliydi?" "İngiliz."

"De que nacionalidade eram os nossos professores?" "Inglesa".

İngiliz pasaportu sahipleri,

Portadores de passaportes britânicos dividem o quarto lugar

Tom, İngiliz mizahını anlamıyor.

- Tom não entende o humor britânico.
- O Tom não entende o humor britânico.

Susan bir İngiliz adıdır.

Susan é um nome inglês.

O İngiliz mizahından anlamaz.

Ele não entende o humor britânico.

O İngiliz mizahından anlamıyor.

Ela não entende o humor britânico.

İngiliz edebiyatında çok bilgilidir.

Ele conhece muito bem a literatura inglesa.

Tom bir İngiliz vatandaşı.

- Tom é um cidadão britânico.
- O Tom é um cidadão britânico.

Kenya bir İngiliz sömürgesiydi.

- O Quênia costumava ser uma colônia britânica.
- O Quênia era uma colônia britânica.

Favori İngiliz yazarın kim?

Quem é o seu ator britânico favorito?

MI6 İngiliz gizli servisidir.

O MI6 é um serviço de inteligência britânico.

Bradley bir İngiliz gökbilimcidir.

Bradley foi um astrônomo inglês.

Nijerya bir zamanlar İngiliz sömürgesiydi.

Uma vez, a Nigéria foi uma colônia britânica.

Jane Austen bir İngiliz yazardı.

Jane Austen foi uma escritora britânica.

Charlie Chaplin bir İngiliz aktördü.

Charlie Chaplin foi um ator britânico.

Charlotte Brontë bir İngiliz romancıydı.

Charlotte Brontë foi uma novelista britânica.

James Cook bir İngiliz kaşifti.

James Cook foi um explorador britânico.

Tom'un bir İngiliz aksanı var.

Tom tem sotaque britânico.

İsaac Newton bir İngiliz simyacıydı.

Isaac Newton foi um alquimista inglês.

İsaac Newton bir ingiliz fizikçiydi.

Isaac Newton foi um físico inglês.

Fransız mısın yoksa İngiliz misin?

Você é francês ou inglês?

İngiliz şairlerinden en iyisi kimdir?

Quem é o maior poeta na Inglaterra?

Amerikan-İngiliz ilişkileri gelişme gösterdi.

O relacionamento entre os Estados Unidos e a Grã-Bretanha mostrou melhorias.

İngiliz pasaportu aslen krallık lacivertiydi.

O passaporte Britânico era originalmente um azul marinho real.

1066'da gözünü İngiliz tahtına dikti.

1066 voltou sua atenção para o trono inglês.

Bir İngiliz olarak konuşursak , orada yaptık!

como inglês, nós matamos lá!

Lütfen bir İngiliz beyefendisi gibi davran.

Por favor, comporte-se como um cavalheiro inglês.

Avustralya, İngiliz ceza kolonisi olarak kuruldu.

- A Austrália teve o seu começo como colônia penal britânica.
- A Austrália teve seu começo como colônia penal britânica.

İngiliz alfabesinde kaç tane harf var?

Quantas letras tem o alfabeto inglês?

İspanyol erkekleri İngiliz erkeklere tercih ederim.

Prefiro os homens espanhóis aos ingleses.

- İngiliz mizahını anlamıyorum.
- Britanya mizahını anlamıyorum.

Eu não entendo o humor britânico.

Neden bir İngiliz arabası satın aldın?

Por que você comprou um carro britânico?

Bir İngiliz erkeğinin evi, onun kalesidir.

A casa de um inglês é seu castelo.

Peter İngilizdir. Susan da İngiliz midir?

Peter é Inglês. A Susan também é?

J. J. Thomson bir İngiliz bilimciydi.

J. J. Thomson foi um cientista inglês.

Sami, görkemli bir İngiliz malikanesine sahipti.

Sami possuía uma majestosa mansão inglesa.

İngiliz dili bir deniz gibi etrafımızı sarıyor.

O inglês nos rodeia como um mar.

Linda İngiltere'de doğdu. O bu yüzden İngiliz.

Linda nasceu na Inglaterra. Logo, ela é inglesa.

Bir İngiliz ile Amerikan'ı nasıl ayırt edersiniz?

Como você pode distinguir um inglês de um norte-americano?

İngiliz, bu son soruyu duyunca kulaklarına inanamadı.

Quando o inglês ouviu a última pergunta, ele não acreditou no que ouviu.

O bir İngiliz vatandaşı, ama Hindistan'da yaşıyor.

Ele é um cidadão britânico, mas vive na Índia.

İngiliz Parlamentosu 1764 yılında Şeker Yasasını onayladı.

Em 1764, o Parlamento Britânico aprovou a Lei do Açúcar.

Herhangi bir İngiliz yemeğini yemeğe ilgim yok.

Não tenho nenhum interesse em comer comida inglesa.

- O, modern İngiliz edebiyatını avucunun içi gibi biliyor.
- O, modern İngiliz edebiyatını avucunun içi gibi bilir.

Ele é versado em literatura inglesa moderna.

- Uluslararası futbol turnuvasında İngiliz takımı, Brezilya takımını yendi.
- İngiliz takımı, uluslararası futbol turnuvasında Brezilyalı takımı yendi.

O time inglês venceu o brasileiro num torneio internacional de futebol.

- Alman kuvvetleri, Amiens, Fransa yakınlarında İngiliz askerlere saldırdı.
- Alman kuvvetleri, Amiens, Fransa yakınlarında İngiliz askerlere hücum etti.

Forças alemãs atacaram soldados britânicos perto de Amiens, na França.

Duydum ki İngiliz insanlarla arkadaşlık kurmak zaman alıyor.

Eu ouvi que leva algum tempo para fazer amizade com os ingleses.

Uluslararası futbol turnuvasında İngiliz takımı Brezilya takımını yendi.

A seleção inglesa venceu a seleção brasileira no torneio internacional de futebol.

Almanlar daha sonra sağ tarafta İngiliz kuvvetlerine saldırdılar.

Os alemães atacaram então a força inglesa pelo lado direito.

Bana 12 mm ingiliz anahtarı verir misin, lütfen?

Você pode me dar a chave 12 milímetros, por favor?

İngiliz halkının yüzde yetmişi ikinci bir dil konuşamaz.

Setenta porcento dos britânicos não falam um segundo idioma.

Gülliver'in Gezileri ünlü bir İngiliz yazar tarafından yazılmıştır.

As Viagens de Gulliver foi escrito por um famoso escritor inglês.

Bir İngiliz anahtarı, yaygın olarak kullanılan bir araçtır.

A chave inglesa é uma ferramenta comumente utilizada.

Japon çocukları İngiliz çocuklarından daha çok televizyon izler.

As crianças no Japão assistem mais televisão do que as crianças na Inglaterra.

General Montcalm 1757'de birkaç İngiliz kalesine saldırdı.

O general Montcalm atacou várias fortalezas britânicas em 1757.

- İngiliz İngilizcesi ve Amerikan İngilizcesi arasında bazı farklar vardır.
- İngiliz İngilizcesi ve Amerikan İngilizcesi arasında bazı farklılıklar vardır.

Há algumas diferenças entre o inglês britânico e o inglês americano.

. Bizim özel tavsiyemiz, İngiliz yayıncı ve yazar Bettany Hughes

Nossa recomendação particular é 'The Nile: 5000 Years of History', apresentada pela

Siyah alaca sığır sürüsü İngiliz kırsalında bir tarlada otlar.

Um gado frísio pasta num campo inglês.

Batı Cephesinde, Fransız, İngiliz ve Belçikalı birlikler Almanların tam karşısında,

Tom korumanın arkasına sinsice yaklaştı ve onu İngiliz anahtarıyla dövdü.

Tom esgueirou-se por trás do guarda e o golpeou com uma chave inglesa.

Kuzey Denizi'ndeki Alman savaş gemileri, İngiliz sahil kasabalarına çarpıp baskın düzenledi,

Jorge Luis Borges, büyükannelerinden biri İngiliz olduğu için İngilizce ve İspanyolca konuştu.

Jorge Luis Borges falava inglês e espanhol, já que uma de suas avós era inglesa.

14 Ekim 1066'da İngiliz ordusu Hastings'de ezici bir yenilgiye uğradı ve Harold

Em 14 de outubro de 1066, o exército inglês sofreu uma derrota esmagadora em Hastings, e Harold

- Prens Charles bundan sonraki İngiliz kralı olacak.
- Prens Charles sonraki Britanya kralı olacak.

O príncipe Charles será o próximo rei britânico.

"İstediğiniz tüm toprakları alın " dedi Aborjin şefi. "Oh hayır," dedi İngiliz general, "Biz sadece bir ada alacağız" "Ve hangi adayı ?" diye sordu Aborjin şefi. "Sadece Avustralya" diye yanıtladı İngiliz general.

"Fica com toda a terra que quiseres", disse o chefe aborígene. "Oh não," disse o general inglês, "ficaremos apenas com uma ilha." "E qual ilha?" perguntou o chefe aborígene. "Apenas a ilha da Austrália," respondeu o general inglês.

. Korkusuz ve sonuna kadar meydan okuyan o , ordusunun çoğunun yanında boğazında bir İngiliz okuyla öldü

Destemido e desafiador até o fim, ele morreu com uma flecha inglesa na garganta, ao lado da

Onun kökeninden dolayı, Kanada İngilizcesi hem Amerikan hem de İngiliz İngilizcesi ile ilgili özelliklere sahiptir.

Por causa de suas origens, o inglês canadense tem características de ambos o inglês americano e britânico.