Translation of "Çalar" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "Çalar" in a sentence and their japanese translations:

Mary piyano çalar.

メアリーはピアノを弾きます。

O gitar çalar.

彼女はギターを弾きます。

Miho piyano çalar.

美穂さんはピアノを弾きます。

O piyano çalar.

彼女はピアノを弾きます。

O, Bach çalar.

彼女はバッハ弾きです。

- Çalar saatin ayarını ayarla.
- Çalar saatin ayarını yap.

目覚まし時計のなる時間を合わせなさい。

Parayı veren düdüğünü çalar.

- 費用を受け持つ者に決定権がある。
- 笛吹きに金を払う者が曲を注文する。
- 金を出す者に決定権がある。

Zil öğle saatinde çalar.

ベルは正午に鳴る。

Zil saat sekizde çalar.

そのベルは8時になる。

O notasız piyano çalar.

- 彼女は楽譜なしにピアノを弾く。
- 彼女は楽譜なしでピアノを弾く。

O iyi gitar çalar.

彼は上手にギターをひきます。

O, piyano çalar mı?

彼はピアノをひきますか。

Tanaka iyi piyano çalar.

田中君は上手にピアノを弾くことが出来る。

O, güzel keman çalar.

彼女はバイオリンを上手ににひく。

Zil çalar çalmaz kalktık.

鐘が鳴るとすぐ我々は起き上がった。

Ablam gitarı iyi çalar.

姉はギターを弾くことが上手だ。

Erkek kardeşim gitar çalar.

私の兄はギターを弾く。

Annem iyi piyano çalar.

私の母は上手にピアノを弾きます。

- O zil saat sekizde çalar.
- O çan saat sekizde çalar.

そのベルは8時になる。

- O, sık sık gitar çalar.
- O sık sık gitar çalar.

彼はよくギターを弾きます。

Bir müzik aleti çalar mısın?

- 楽器をなにか演奏しますか。
- 何か楽器を演奏するの?

Bu arada, keman çalar mısın?

- ところで、君はバイオリンを弾きますか。
- ところで、バイオリンは弾きますか。

O, her gün piyano çalar.

毎日、彼女はピアノをひきます。

Ben bir MP3 çalar istiyorum!

MP3プレーヤーがほしい!

O, çok iyi keman çalar.

- 彼女は大変上手にバイオリンを弾く。
- 彼女はバイオリンが大変上手です。
- 彼女はたいへん上手にバイオリンを弾く。

Benden daha iyi piyano çalar.

彼は私よりピアノがうまい。

O çok iyi piyano çalar.

- 彼はピアノを上手に弾く。
- 彼はピアノをとても上手に弾く。
- 彼はたいへん上手にピアノ弾く。

O, sık sık gitar çalar.

彼はよくギターを弾きます。

Tom çok iyi piyano çalar.

トムはとてもピアノが上手い。

Çalar saat on dakika ileri.

目覚し時計は10分進んでいます。

Zil çalar çalmaz öğretmen sınıfa geldi.

ベルが鳴るとすぐに先生が入ってきた。

John, zil çalar çalmaz ayağa fırladı.

ベルが鳴るとジョンはすぐさま飛び起きた。

Babam piyano çalar ve annem de.

父はピアノを弾きます。母も弾きます。

Dün yeni bir CD çalar aldı.

彼女は昨日新しいCDプレーヤーを手に入れた。

O çok iyi şekilde piyano çalar.

- 彼女はたいへんじょうずにピアノをひく。
- 彼女はピアノをとても上手に弾く。
- 彼女はピアノがとても上手だ。

O, kendi eğlencesi için piyano çalar.

彼は楽しみにピアノを弾いている。

O, çok iyi şekilde keman çalar.

彼はたいへんじょうずにバイオリンをひく。

İlk aldığı şey bir çalar saatti.

彼が買った最初の品物は目覚まし時計です。

Kız kardeşim her gün piyano çalar.

私の姉は毎日ピアノを弾きます。

O, çok iyi şekilde gitar çalar.

彼はギターが大変上手です。

Zil çalar çalmaz öğretmen sınıfa girdi.

ベルが鳴るとすぐに先生が入ってきた。

Miho, Noriko'dan daha iyi piyano çalar.

みほはのり子よりも上手にピアノを弾きます。

Uyuyakalmamak için üç çalar saatim var.

私は寝過ごさないように目覚し時計を3つ持っている。

Fırsat kapıyı nadiren iki kez çalar.

- 好機は二度訪れない。
- 好機が二度訪れることはめったにない。

Odanda bir çalar saatin var mı?

自分の部屋に目覚まし時計ってある?

O benden daha iyi piyano çalar.

彼は私よりピアノがうまい。

Zil çalar çalmaz, Tom kapıya yöneldi.

ベルが鳴るとすぐにトムはドアに向かった。

Herhangi bir müzik aleti çalar mısın?

何か楽器を演奏するの?

Sonunda memurlar gelir ve evlerin kapılarını çalar,

やがて 役人がやって来て 家々を回り

Çalar saatim çalışmadı. Geç kalmamın nedeni budur.

目覚ましが鳴らなかった。だから遅れたのです。

Çalar saat beni 7:00 de uyandırır.

目覚し時計で、私は7時に目を覚まします。

Bugün yumurta çalan yarın öküz de çalar.

卵を盗む奴は牛も盗む。

Benim çalar saatim çok gürültülü ses çıkarıyor.

私の目覚まし時計の音、うるさすぎるんだよね。

Tom çalar saatini saat 2.30'a kurdu.

トムは目覚ましを2時半にセットした。

Tom neredeyse Mary kadar iyi gitar çalar.

トムはメアリーとほぼ同じぐらい上手にギターを弾く。

Yatmaya gitmeden önce çalar saati ayarlamak zorundasın.

寝る前に目覚ましをセットしなさい。

O, piyano, flüt, gitar ve benzerlerini çalar.

彼はピアノ、フルート、ギターなどが演奏できる。

Her sabah zamanında uyanmak için çalar saate güvenirim.

毎日時間通りに起きる為に、目覚ましを頼っている。

Bu çalar saat, günde bir dakika ileri gidiyor.

この目覚し時計は1日に1分進む。

- Tom saat altıda gitmek için çalar saati kurdu.
- Tom çalar saati sabah 6:00'da çalması için kurdu.

トムさんは目覚まし時計を六時に鳴るように設定しました。

Taro sınıfındaki başka bir çocuktan daha iyi gitar çalar.

太郎は、ギターを弾くのがクラスで一番上手です。

Bob sadece gitar değil aynı zamanda flüt de çalar.

ボブはギターだけでなくフルートも演奏します。

O yanında bir çalar saati almadan asla yolculuk yapmaz.

彼は旅行するときは必ず目覚まし時計を持っていく。

- Bu sabah alarmlı saatim çalmadı.
- Bu sabah çalar saatim çalmadı.

私の目覚まし時計は今朝鳴らなかった。

O her gün piyano çalar, bu yüzden bir piyanist olabilir.

彼はピアニストになるために毎日ピアノの練習をしている。

Jack'in müzikte iyi olmadığı doğru değil, aksine, o piyanoyu iyi çalar.

ジャックが音楽が苦手なんてとんでもない、それどころか、ピアノを弾くのがうまい。

- Kız kardeşim her gün piyano çalar.
- Kız kardeşim her gün piyano çalıyor.

私の姉は毎日ピアノを弾きます。

- Çok iyi şekilde piyano çalabilir.
- O, piyanoyu çok iyi çalar.
- O, piyanoyu çok iyi çalabilir.
- O, piyanoyu çok iyi çalıyor.

彼女はとても上手にピアノを弾くことができる。