Translation of "Uzundur" in Italian

0.007 sec.

Examples of using "Uzundur" in a sentence and their italian translations:

Maria'nın saçı uzundur.

I capelli di Maria sono lunghi.

Annesi kadar uzundur.

- È alta come sua madre.
- Lein è alta co è sua madre.

Tom sınıfında en uzundur.

Tom è il più alto della sua classe.

Tom benden daha uzundur.

Tom è più alto di me.

Tom ailesinde en uzundur.

Tom è il più alto della sua famiglia.

Tom Jack kadar uzundur.

Tom è alto come Jack.

Tom annesinden daha uzundur.

Tom è più alto di sua madre.

Ken ikisinden daha uzundur.

Ken è il più alto dei due.

Kumiko Tom kadar uzundur.

- Kumiko è alta come Tom.
- Kumiko è alta quanto Tom.

Sibirya geceleri çok uzundur.

Le notti siberiane sono molto lunghe.

Tom'un cümleleri çok uzundur.

Le frasi di Tom sono molto lunghe.

Tom sınıfta en uzundur.

Tom è il più alto della classe.

Tom sınıfımızda en uzundur.

Tom è il ragazzo più alto della nostra classe.

Mary Tom kadar uzundur.

Mary è alta come Tom.

Marius, Marcus'tan daha uzundur.

Marius è più alto di Marcus.

Sibirya gecesi çok uzundur.

La notte siberiana è molto lunga.

Tilkinin kuyruğu tavşanınkinden uzundur.

La coda di una volpe è più lunga di quella di un coniglio.

O babası kadar uzundur.

- È alto come suo padre.
- Lui è alto come suo padre.

O, sınıfında en uzundur.

È il più alto della sua classe.

Günler yazın daha uzundur.

Le giornate sono più lunghe d'estate.

Tom uzundur ve ayrıca güçlüdür.

Tom è alto e altrettanto forte.

O, erkek kardeşinden daha uzundur.

- È più alto di suo fratello.
- Lui è più alto di suo fratello.

Taro hariç, Jiro en uzundur.

A parte Taro, Jiro è il più alto.

Nil Nehri dünyada en uzundur.

Il fiume Nilo è il più lungo del mondo.

O, neredeyse benim kadar uzundur.

- È quasi alto come me.
- Lui è quasi alto come me.

Erkekler, genellikle, kızlardan daha uzundur.

I ragazzi, in genere, sono più alti delle ragazze.

Hayat kısadır ama yeterince uzundur.

- La vita è corta, ma è lunga abbastanza.
- La vita è corta, però è lunga abbastanza.

O, benim babam kadar uzundur.

È alto come mio padre.

Bu kalem ne kadar uzundur?

Quanto è lunga questa matita?

Tom neredeyse Mary kadar uzundur.

- Tom è quasi alto come Mary.
- Tom è alto quasi quanto Mary.

- Tom Mary'den daha uzundur.
- Tom, Mary'den daha uzun boyludur.
- Tom, Mary'den daha uzundur.

Tom è più alto di Mary.

A, B'nin 5 katı kadar uzundur.

A è 5 volte più lungo di B.

O, şimdi neredeyse babası kadar uzundur.

Ormai è alto quasi quanto suo padre.

- Bu ağaç uzun.
- Bu ağaç uzundur.

Questo albero è alto.

Benim tüm akrabalarım benden daha uzundur.

Tutti i miei parenti sono più alti di me.

Onların ikisinin arasında, Ken daha uzundur.

Tra i due, Ken è il più alto.

Bu duvar o duvardan daha uzundur.

Questo muro è più alto di quello.

O, erkek kardeşinden daha mı uzundur?

- È più alto di suo fratello?
- Lui è più alto di suo fratello?

O köprü bunun yarısı kadar uzundur.

Quel ponte è lungo la metà di questo.

İngilizce konuşan o oğlan benden daha uzundur.

Quel ragazzo che sta parlando in inglese è più alto di me.

Bu, dünyadaki herhangi bir köprüden daha uzundur.

Questo è più lungo di ogni altro ponte al mondo.

Bu ağaç yaklaşık şu ağaç kadar uzundur.

Questo albero è alto circa come quello.

Bu tünel onun iki katı kadar uzundur.

Questo tunnel è lungo il doppio di quello.

Tom sınıfındaki herhangi bir öğrencinin olduğu kadar uzundur.

Tom è alto quanto ogni altro studente della sua classe.

Bir kadının saçı uzun, diliyse daha da uzundur.

I capelli di una donna sono lunghi; la sua lingua è più lunga.

- Tom'un saçı çok uzundur.
- Tom'un saçı çok uzun.

I capelli di Tom sono molto lunghi.

- Tom babası kadar uzundur.
- Tom babası kadar uzun boylu.

Tom è alto come suo padre.

- Benim birader bayağı uzundur.
- Erkek kardeşimin boyu aşırı uzun.

Mio fratello è veramente alto.

- Bilal, Karam'dan daha uzundur.
- Bilal, Karam'dan daha uzun boyludur.

Bilal è più alto di Karam.

- Tom benden oldukça uzundur.
- Tom benden çok daha uzun boylu.

Tom è molto più alto di me.

- O, sınıfında en uzundur.
- Sınıfın en uzunu o.
- Sınıfın en uzun boylusu.

È il più alto della sua classe.

- O babası kadar uzundur.
- Boyu babası kadar.
- Babasıyla aynı boyda.
- Babası kadar uzun.

- È alto come suo padre.
- Lui è alto come suo padre.

- Tom Mary'den çok daha uzundur.
- Tom Mary'den çok daha uzun boylu.
- Tom Mary'den çok daha uzun.

Tom è molto più alto di Mary.