Translation of "Ağacın" in Hungarian

0.003 sec.

Examples of using "Ağacın" in a sentence and their hungarian translations:

Ağacın altındayım.

A fa alatt vagyok.

Sandalyeler ağacın altındadır.

A székek a fa alatt vannak.

Ağacın arkasına saklandım.

- A fa mögött rejtőztem.
- A fa mögé rejtőztem.

Ağacın arkasına saklandılar.

A fa mögé bújtak el.

- Ağacın altındaki bisiklet benimkidir.
- Ağacın altındaki bisiklet benim.

A fa alatt lévő bicikli az enyém.

Bir ağacın arkasına saklandım.

Egy fa mögé rejtőztem.

Erkek kardeşlerim ağacın altındadırlar.

Fivéreim a fa alatt vannak.

O, ağacın altında uyuyordu.

A fa alatt aludt.

Bir ağacın resmini çizdim.

Rajzoltam egy képet egy fáról.

Bir ağacın gölgesinde dinlendim.

Lepihentem egy fa árnyékába.

Bir ağacın altına sığındım.

- Egy fa alatt kerestem menedéket.
- Egy fa alatt találtam menedéket.

- Ağacın altında bir bank var.
- Ağacın altında bir sıra var.

- Van egy pad a fa alatt.
- A fa alatt van egy pad.

Tom bir ağacın altına oturdu.

Tom leült egy fa alá.

Bu ağacın boyu ne kadardır!

Milyen magas ez a fa!

Köpek bir ağacın etrafında koştu.

A kutya egy fa körül rohangált.

O bir ağacın altında uyudu.

Egy fa alatt aludt.

Tom bir ağacın gölgesinde dinleniyor.

Tom egy fa árnyékában pihen.

Çadırımızı büyük bir ağacın gölgesinde kurduk.

- Felvertük a sátrat egy nagy fa árnyékában.
- Egy nagy fa árnyékában vertünk sátrat.
- Felállítottuk a sátrunkat egy magas fa árnyékában.

Tom bir ağacın altında kitap okudu.

Tom egy fa alatt olvasott egy könyvet.

Biz yalnız bir ağacın altında buluştuk.

Egy magányos fa alatt találkoztunk.

Kolayca bir çiçeğin, bir koyunun, bir ağacın

Könnyen kijelentette, hogy az ő tulajdona egy virág,

Tom bir ağacın altında oturuyordu, şarap içiyordu.

- Tomi egy fa alatt ült, és bort ivott.
- Tom egy fa alatt üldögélt és borozgatott.

Onu da bir ağacın kökünde haftada bir yapıyorlar.

amire hetente körülbelül egyszer, az egyik fa aljában kerül sor.

- Tıpkı babasına benziyor.
- Elma ağacın dibine düşer.
- Babasının oğlu.

Amilyen az apa, olyan a fia.

İki sincap büyük bir ağacın gövdesinin etrafında birbirini kovaladı.

Két mókus kergette egymást egy nagy fa törzse körül.

Tom çok ıslanmayacağını umarak ağacın altına bir barınak götürdü.

Tomi egy fa alatt keresett menedéket, azt remélve, hogy nem fog nagyon megázni.

Tom ağacın arkasına saklanmaya çalıştı, ama hâlâ onu görebiliyordum.

Tomi egy fa mögé rejtőzött, de én így is láttam.

Aile ağacın dalları gibidir. Hepimiz farklı yönlere uzarız, ama kökümüz birdir.

A család olyan, mint az ágak a fán, mi mind más irányba fejlődünk, mégis a gyökerünk egy és ugyanaz marad.