Translation of "Çocukları" in Hungarian

0.006 sec.

Examples of using "Çocukları" in a sentence and their hungarian translations:

Çocukları sevmiyorum.

- Nem szeretem a gyerekeket.
- Nem szeretem a kölyköket.

Çocukları istemiyorum.

Nem akarok gyereket.

Çocukları istemiyor.

Nem akar gyereket.

Çocukları uyandır.

Keltsd fel a gyerekeket!

Ben çocukları seviyorum.

Imádom a kölyköket.

O, çocukları sever.

Szereti a gyermekeket.

Çocukları içeride tutun.

- Tartsd a kölyköket bent.
- Ne engedd ki a srácokat.

Çocukları içeride tut.

Tartsd benn a gyerekeket.

Çocukları korkutmak istemiyoruz.

Nem akarjuk elijeszteni a gyerekeket.

Tom çocukları sevmez.

Tamás nem szereti a gyerekeket.

Tom çocukları sever.

Tom szereti a gyerekeket.

Tom çocukları eğlendirdi.

Tom szórakoztatta a gyerekeket.

Onun çocukları var.

Vannak gyerekei.

Biz çocukları severiz.

Szeretjük a gyerekeket.

Ben çocukları severim.

- Szeretem a gyerekeket.
- Kedvelem a gyerekeket.

Onlar çocukları duymadı.

Nem hallották a gyerekeket.

Hepimizin çocukları var.

Mindannyiunknak vannak gyerekei.

Tom'un çocukları hasta.

- Betegek Tom gyerekei.
- Tom gyerekei betegek.

O, çocukları seviyor.

Szereti a gyerekeket.

Onların çocukları var.

Vannak gyerekeik.

Tom çocukları seviyor.

Tom szereti a gyerekeket.

Çocukları yatırma zamanı.

Ideje lefektetni a gyerekeket.

Tom'un çocukları yok.

Tomnak nincs gyereke.

Onlar fakir ailelerin çocukları.

Ők szegény családok gyermekei.

Onun çocukları var mı?

Vannak gyerekei?

O, çocukları yatağa koydu.

- Lefektette a gyerekeket.
- Ágyba dugta a gyerekeket.

Çocukları hayvanat bahçesine götürelim.

Vigyük el a gyerekeket az állatkertbe.

Tom'un çocukları Fransızca konuşamaz.

Tom gyerekei nem beszélnek franciául.

Tom'un çocukları var mı?

- Tominak vannak gyerekei?
- Tamásnak vannak gyerekei?

Onların üç çocukları var.

Három gyermekük van.

Bütün arkadaşlarımın çocukları var.

Minden barátomnak vannak gyerekei.

- Onların çocukları yok, bildiğim kadarıyla.
- Bildiğim kadarıyla onların çocukları yok.

A legjobb tudásom szerint nincs gyerekük.

- Çocukları akşam yemeği için eve getirin.
- Akşam yemeğine çocukları eve getir.

Vacsorára hozd haza a kölyköket!

Onların çocukları bugün vaftiz edilecek.

- A gyermekeiket holnap megkeresztelik.
- Holnap lesz a gyerekeik keresztelője.

Çocukları oynarken izlemekten zevk alırım.

Imádom nézni, ahogy játszanak a gyerekek.

Adam küçük çocukları çok korkuttu.

A férfi megijesztette a kisgyerekeket.

Sen çocukları seversin, değil mi?

- Szereti a gyerekeket, igaz?
- Szereted a gyerekeket, igaz?

Onların çocukları yok, bildiğim kadarıyla.

Nincs gyerekük, ha jól tudom.

Parkta bazı erkek çocukları var.

Van néhány fiú a parkban.

Çocukları caddeden karşıya geçerken gördüm.

Láttam a gyerekeket átmenni az úton.

Tom'un çocukları olduğunu öğrendiğimde şaşırdım.

Meglepődtem, amikor megtudtam, hogy Tominak vannak gyerekei.

Bildiğim kadarıyla onların çocukları yok.

Amennyire én tudom, nincs gyerekük.

Erkek çocukları oyuncak bebeklerle oynamaz.

A fiúk nem babáznak.

Çocukları severim. Öğretmen olmamın nedeni budur.

Szeretem a gyerekeket. Ezért lettem tanár.

Onların çocukları hakkında kötü şeyler söylemem.

Nem mondok rossz dolgokat a gyerekeiről.

Tom her gün çocukları okula götürür.

Tom minden reggel elviszi a gyerekeket az iskolába.

Kız kardeşim çocukları hayvanat bahçesine götürdü.

- A húgom elvitte a gyerekeket az állatkertbe.
- A nővérem elvitte a gyerekeket az állatkertbe.

Tom çocukları için elinden geleni yaptı.

- Tom minden tőle telhetőt megtett a gyerekeiért.
- Tom minden tőle telhetőt megtett a gyermekei érdekében.

Tom ve Marie'nin çocukları çilek sever.

Tom és Marie gyerekei szeretik az epret.

Tom çocukları olduğunu bana hiç söylemedi.

Soha nem mondta nekem Tomi, hogy vannak gyerekei.

Ve bu duvarın nasıl çocukları dışarıda tuttuğunu

amely távol tartotta őket.

Öğretmen boy sırasına göre çocukları sıraya dizdi.

A tanító magasság szerint állította sorba a gyerekeket.

Yaşlı adam çocukları tarafından çevrilmiş vaziyette oturdu.

Az öregember a gyerekkel körülvéve ült.

Tom çocukları evde olmadığı zaman çoğunlukla okur.

Tom gyakran olvas, amikor a gyerekei nincsenek otthon.

Ama biliyoruz ki hükûmet hâlâ çocukları ailelerinden ayırıyor

De tudjuk, hogy a kormány most is elkülöníti a gyerekeket.

Ve çocuklarına matematik ödevlerinde yardım eden ebeveynlerin çocukları

és sokat segítenek gyerekeiknek a matekháziban,

çocukları ziyaret eden, gönüllü olan bağış yapan insanlar

az árvaházak látogatói, önkéntesek, adományozók,

Bu, çocukları yetiştirmek için iyi bir yer olurdu.

Ez egy jó hely lenne a gyerekneveléshez.

Oğluna çocukları yiyen bir canavarla ilgili hikayeyi anlattı.

Elmesélte a fiainak a szörny történetét, amelyik gyerekeket evett.

Eğitim kadınlar ve çocukları için daha sağlıklı bir hayat,

Az oktatás jobb egészséget jelent a nők és gyermekeik számára,

Ve bütün çocukları hayatlarında ilk defa diş hekimine götürdüm.

és elvittem a gyerekeket fogászatra, életükben először.

Erkek çocukları bir paket sincaptan daha hızlı ağaca tırmandı.

A fiúk gyorsabban másztak fel a fára, mint egy csomó mókus.

Felicja'nın çocukları, babaları Łazarz'ın Justin Bieber'dan daha yakışıklı olduğunu düşünüyorlar.

Felicja gyerekei úgy gondolják, hogy apjuk, Łazarz jóképűbb, mint Justin Bieber.

Łazarz'nın çocukları, anneleri Felicja'nın dünyadaki en güzel bayan olduğunu düşünüyorlar.

Łazarz gyerekei úgy gondolják, hogy anyjuk, Felicja a legszebb nő a világon.

Bu yüzden o ve kocası oraya gittiler ve ortaokuldaki çocukları için

Férjével elmentek oda, kötvényeket bocsátottak ki,

Onların kendi çocukları olmadığı için küçük bir kızı evlat edinmeye karar verdiler.

Mivel nem volt saját gyerekük, úgy döntöttek, örökbe fogadnak egy kislányt.

Türkçe Ğ ve İspanyolca H kaçtı ve birlikte birsürü tamamen sessiz çocukları oldu.

Egy lágy török G és egy spanyol H tűzbe hozták egymást és lett egy csomó néma gyerekük.