Translation of "Içti" in German

0.007 sec.

Examples of using "Içti" in a sentence and their german translations:

Süt içti.

Sie trank Milch.

- Leyla çok içti.
- Leyla ağır biçimde içti.

Layla war eine starke Trinkerin.

Yazar şarap içti.

- Der Schreiber hat Wein getrunken.
- Der Schreiber trank Wein.

O biraz içti.

Er hat ein bisschen getrunken.

O, bira içti.

Er trank Bier.

Protein tozu içti.

Sie nahm einen Proteintrunk zu sich.

Tom limonata içti.

Tom trank Limonade.

Tom sigara içti.

- Tom rauchte.
- Tom hat geraucht.

Tom şişeden içti.

Tom trank direkt aus der Flasche.

Tom süt içti.

- Tom trank Milch.
- Tom hat Milch getrunken.

Bir sigara içti.

Sie rauchte eine Zigarre.

Tom ne içti?

Was hat Tom getrunken?

Bir yudumda içti.

Er trank es in einem Zuge.

Tom iksiri içti.

Tom schluckte den Trank.

Tom çok içti.

Tom war ein starker Trinker.

Dün çok içti.

Er hat gestern viel getrunken.

O sigara içti.

Er rauchte.

Ali kola içti.

- Ali hat Cola getrunken.
- Ali trank Cola.

O, bir bira içti.

Er trank ein Bier.

Tom Kool-Aid içti.

Tom hat die Kool-Aid getrunken.

O doğruca şişeden içti.

Sie trank direkt aus der Flasche.

Mary bir puro içti.

Maria rauchte eine Zigarre.

O, dün çok içti.

Er hat gestern viel getrunken.

O, yanlışlıkla deterjan içti.

- Er trank aus Versehen Reinigungsmittel.
- Er trank versehentlich Spülmittel.

Benim kardeşim şıra içti.

Mein Bruder trank Saft.

Tom dün çok içti.

Tom trank gestern sehr viel.

Tom biraz süt içti.

- Tom trank Milch.
- Tom hat Milch getrunken.

Tom bir bira içti.

Tom trank ein Bier.

Tom benim fincanımdan içti.

Tom hat aus meiner Tasse getrunken.

Tom piposunu tüttürerek içti.

Tom paffte seine Pfeife.

Benim bardağımdan kim içti?

Wer hat aus meinem Glas getrunken?

Bütün sütü kim içti?

Wer hat die ganze Milch getrunken?

- Tom yanlışlıkla biraz zehir içti.
- Tom herhangi bir zehri kazara içti.

Tom trank versehentlich etwas Gift.

Greta birayı tek yudumda içti.

Greta trank das Bier in einem Zug aus.

Partide iki bardak şarap içti.

Sie trank auf der Feier zwei Gläser Wein.

Onlar iki şişe şarap içti.

Sie haben zwei Flaschen Wein getrunken.

O bir şişe şarap içti.

Er trank eine Flasche Wein.

O, bankta otururken sigara içti.

Er saß rauchend auf der Bank.

Tom bir bardak şarap içti.

Tom trank ein Glas Wein.

O bir fincan kahve içti.

- Er hat eine Tasse Kaffee getrunken.
- Er trank eine Tasse Kaffee.

Viskiyi sanki suymuş gibi içti.

Er trank den Whisky, als ob es Wasser wäre.

O üç bardak su içti.

- Er hat drei Gläser Wasser getrunken.
- Er trank drei Glas Wasser.

O, bir fincan kahve içti.

Sie hat eine Tasse Kaffee getrunken.

Tom bütün akşam içki içti.

Tom trank den ganzen Abend lang.

Tom bir fincan çay içti.

Tom trank eine Tasse Tee.

Tom üç bardak su içti.

Tom trank drei Gläser Wasser.

Tom kaymak tutmuş süt içti.

Tom trank Sauermilch.

Tom biraz portakal suyu içti.

Tom trank Apfelsinensaft.

Tom ona verilen suyu içti.

Tom trank das Wasser, das man ihm gab.

Tam bir şişe süt içti.

Er trank eine ganze Flasche Milch.

Dan dört uyku hapı içti.

Dan nahm vier Schlaftabletten.

Tom üç şişe bira içti.

Tom trank drei Flaschen Bier.

John birçok şişe şarap içti.

John hat viele Flaschen Wein getrunken.

O, üç şişe bira içti.

- Er hat drei Flaschen Bier getrunken.
- Er trank drei Flaschen Bier.

Tom bir fincan kahve içti.

Tom trank eine Tasse Kaffee.

Tom bir protein sallaması içti.

Tom nahm einen Proteintrunk zu sich.

Tom su gibi viski içti.

Tom trank Whisky, als ob es Wasser wäre.

Tom alkolsüz bir bira içti.

Tom trank ein alkoholfreies Bier.

Tom pasta yiyip çay içti.

Tom aß den Kuchen und trank den Tee.

- Tom bir kadeh kırmızı şarap içti.
- Tom bir bardak kırmızı şarap içti.

Tom trank ein Glas Rotwein.

O bir bardak kırmızı şarap içti.

Er trank ein Glas Rotwein.

Köpek biraz su içti ve gitti.

Der Hund trank etwas Wasser und ging weg.

Mary sigara içerken Tom kahve içti.

- Tom trank Kaffee und Mary rauchte eine Zigarette.
- Tom trank Kaffee, während Maria eine Zigarette rauchte.

O bir şişeden portakal suyu içti.

Er trank aus einer Flasche Apfelsinensaft.

Tom bir bardak portakal suyu içti.

Tom trank ein Glas Orangensaft.

Tom bir bardak daha şarap içti.

Tom trank noch ein Glas Wein.

Çocuk, izin verilmemesine rağmen sigara içti.

Trotz des Verbots rauchte der Junge.

O pasta yedi ve çay içti.

Er aß Kuchen und trank Tee.

Tom dün gece oldukça çok fazla içti.

Tom hat gestern Nacht viel zu viel getrunken.

O, öğle yemeğinden sonra bir puro içti.

Er rauchte nach dem Mittagessen eine Zigarre.

Kristof Kolomb filtre edilmemiş deniz suyu içti.

Christoph Kolumbus trank ungefiltertes Meerwasser.

Rusya'daki yolculuğunda, Tom çok fazla votka içti.

Tom trank während seiner Russlandreise viel Wodka.

O bir hata yaptı ve zehir içti.

Er machte einen Fehler und trank Gift.

Tom akşam yemeği için genellikle bira içti.

Tom trank für gewöhnlich Bier zum Abendbrot.

Tom daha önce üç fincan kahve içti.

Tom hat schon drei Tassen Kaffee getrunken.

Birasını içti ve bir tane daha sipariş etti.

- Er trank sein Bier aus und bestellte noch eins.
- Er hat sein Bier ausgetrunken und noch eines bestellt.

Tom ve Mary birlikte bir fincan kahve içti.

Tom und Maria tranken zusammen einen Kaffee.

Dişçiye gitmeden önce, Tom bir bardak schnapps içti.

Bevor er zum Zahnarzt ging, hatte Tom einen Schnaps getrunken.

Sonunda aramızdan bazıları bira içti, bazıları da hapse girdi.

Einer trank mit uns Bier, die anderen landeten im Gefängnis.

Bir bardak çay içti sonra bir tane daha istedi.

Er trank eine Tasse Tee und bat um eine weitere.

Tom bir bardak suyu aldı ve bir yudum içti.

Tom nahm das Wasserglas und trank einen Schluck.

Tom gençliğinde ağır biçimde içki içti ama şimdi yeşilaycıdır.

In seiner Jugend hat Tom viel getrunken; jetzt ist er aber Abstinenzler.

Tom bütün bir şişe şarabın tümünü tek başına içti.

Tom trank die ganze Flasche Wein allein aus.

Tom, kendini uyanık tutmak için birkaç fincan kahve içti.

Um sich wach zu halten, trank Tom ein paar Tassen Kaffee.

Onlar birkaç içki içti ve kendilerini birlikte yatarken buldular.

Sie tranken ein paar Gläser und landeten schließlich im Bett miteinander.

Tom kendini uyanık tutmak için birkaç fincan kahve içti.

Um sich wach zu halten, trank Tom ein paar Tassen Kaffee.

"Tom akşam yemeğinden sonra üç fincan kahve içti." "Uyuyamamasına şaşmamalı."

„Tom hat nach dem Abendessen drei Tassen Kaffee getrunken.“ – „Kein Wunder, dass er nicht schlafen konnte.“

Tom bir bardak meyve suyu aldı ve bir yudum içti.

Tom nahm das Saftglas und trank einen Schluck.

Tom biraz yemek yiyip bira içti ve sonra hemen uyumaya gitti.

Tom aß etwas, trank Bier und ging dann geradewegs ins Bett.

- Tom kazara bir miktar fare zehiri yuttu.
- Tom yanlışlıkla biraz fare zehiri içti.

- Tom aß aus Versehen Rattengift.
- Tom hat aus Versehen Rattengift zu sich genommen.
- Tom nahm aus Versehen Rattengift zu sich.