Translation of "Konuşabiliyor" in French

0.005 sec.

Examples of using "Konuşabiliyor" in a sentence and their french translations:

Tom konuşabiliyor.

Tom peut parler.

- Almanca konuşabiliyor musun?
- Almanca konuşabiliyor musunuz?

- Parlez-vous allemand ?
- Est-ce que tu parles allemand ?
- Parles-tu allemand ?

O, güçlükle konuşabiliyor.

- Elle sait à peine parler.
- Elle peut à peine parler.

İngilizce konuşabiliyor musun?

- Tu parles anglais ?
- Sais-tu parler anglais ?

O Fransızca konuşabiliyor.

Il peut parler français.

O Japonca konuşabiliyor.

Il peut parler japonais.

Almanca konuşabiliyor musun?

Parlez-vous allemand ?

Japonca konuşabiliyor musun?

Parles-tu japonais ?

İspanyolca konuşabiliyor musun?

- Parlez-vous espagnol ?
- Parles-tu espagnol ?

Arnavutça konuşabiliyor musunuz?

Parlez-vous l'albanais ?

O İspanyolca konuşabiliyor.

Elle sait parler espagnol.

O, on dili konuşabiliyor.

- Elle sait parler dix langues.
- Elle peut parler dix langues.

Affedersiniz. İngilizce konuşabiliyor musunuz?

- Veuillez m'excuser ! Savez-vous parler anglais ?
- Je vous prie de m'excuser ! Savez-vous parler anglais ?

Bill biraz Japonca konuşabiliyor.

Bill parle un peu japonais.

Tom bile Fransızca konuşabiliyor.

Même Tom peut parler français.

Nicole çok iyi Japonca konuşabiliyor.

- Nicole sait très bien parler japonais.
- Nicole parle très bien le japonais.

Başka bir dil konuşabiliyor musun?

Parles-tu encore une autre langue ?

- İngilizceden başka bir dil konuşabiliyor musun?
- İngilizceden başka bir dil konuşabiliyor musunuz?

- Peux-tu parler une autre langue que l'anglais ?
- Pouvez-vous parler une autre langue que l'anglais ?

- O, Fransızca konuşabilir.
- O Fransızca konuşabiliyor.

Elle sait parler français.

Arnold Schwarzenegger hala Almanca konuşabiliyor mu?

Arnold Schwarzenegger est-il encore capable de parler allemand ?

Tom Fransızca konuşabiliyor, ama Mary konuşamıyor.

Tom sait parler français mais pas Mary.

Onun sekreteri üç dili iyi biçimde konuşabiliyor.

Sa secrétaire maîtrise trois langues.

İnsanoğlunun hayvanlardan farkı düşünebiliyor ve konuşabiliyor olmasıdır.

Les êtres humains diffèrent des animaux en ce qu'ils peuvent penser et parler.

İngilizcenin yanı sıra Tay dili de konuşabiliyor.

Il parle aussi bien thai qu'anglais.

Tom Fransızcayı oldukça iyi konuşabiliyor gibi görünüyor.

Tom semble pouvoir parler français plutôt bien.

- Tom Fransızca konuşabiliyor mu?
- Tom Fransızca konuşabilir mi?

Tom parle-t-il français ?

- İngilizce konuşabiliyor musun?
- İngilizce konuşabilir misin?
- İngilizce konuşur musun?

- Savez-vous parler anglais ?
- Tu parles anglais ?

- Japonca konuşabiliyor musun?
- Japonca biliyor musun?
- Japonca biliyor musunuz?

Est-ce que tu sais parler japonais ?

- O beş dil konuşabilir.
- O, beş dil konuşabilir.
- Beş dil konuşabiliyor.

Il peut parler cinq langues.

- Bay Nakajima İngilizceye ek olarak Almancayı akıcı biçimde konuşabiliyor.
- Bay Nakajima, İngilizcenin yanı sıra, akıcı Almanca konuşabilir.

- Outre l'anglais, M. Nakajima peut encore parler couramment l'allemand.
- Monsieur Nakajima peut, en plus de l'anglais, parler couramment allemand.

- Yalnızca İngilizce değil, Fransızca da konuşabiliyor.
- O hem İngilizce hem de Fransızca konuşabilir.
- Sadece İngilizce değil, Fransızca da konuşabilir.
- İngilizcenin yanı sıra Fransızca da konuşabilir.

Elle parle non seulement l'anglais mais aussi le français.