Translation of "Yasağı" in English

0.007 sec.

Examples of using "Yasağı" in a sentence and their english translations:

- Yasağı artık kimse ciddiye almıyor.
- Yasağı kimse sallamıyor artık.
- Yasağı kimse iplemiyor artık.
- Yasağı kimse takmıyor artık.

- No one takes the ban seriously anymore.
- Nobody takes the ban seriously anymore.

- Yasağı artık kimse ciddiye almıyor.
- Yasağı kimse sallamıyor artık.
- Yasağı kimse iplemiyor artık.
- Yasağı kimse takmıyor artık.
- Yasak hiç kimse tarafından kale alınmıyor artık.

- The ban is no longer taken seriously by anyone.
- The ban is no longer taken seriously by anybody.

Şehirde sokağa çıkma yasağı konuldu.

A curfew was imposed on the city.

Yetkililerin yasağı kaldırmasını rica etti.

He asked the officials to lift the ban.

Bu bir seyahat yasağı değildir.

This is not a travel ban.

Bir sokağa çıkma yasağı var mı?

Is there a curfew?

İlk kölelik yasağı on dokuzuncu yüzyılın ortasındaydı.

The first prohibition of slavery was in the mid-nineteenth century.

Sokağa çıkma yasağı akşam 7.00'de başlar.

The curfew begins at 7:00 p.m.

Evimde sıkı bir sokağa çıkma yasağı vardı.

I had a strict curfew at my house.

Başkan Jefferson uzun sürecek ticaret yasağı istemiyordu.

President Jefferson did not want the trade ban to last long.

Vize yasağı yürürlükte olduğu sürece Boston'a gidemem.

I cannot travel to Boston as long as the visa ban is in effect.

Sigara içme yasağı bildirimi dün restoranın dışında yayınlandı.

Notification of the smoking ban was posted outside the restaurant yesterday.

Sokağa çıkma yasağı, sabah 6.00'ya kadar geçerlidir.

The curfew is in effect until 6:00 in the morning.

Ve bu sefer Kuzey Kore'yi de ekleyerek yasağı değiştirdi.

and changed it, adding North Korea,

Daha sonra sivil toplum örgütlerinin girişimi sayesinde giriş yasağı askıya alındı

then the ban on entry was suspended thanks to the initiative of non-governmental organizations

Yüksek yangın riski nedeniyle Kaliforniya valisi eyalet çapında kamp ateşi yasağı yayınladı.

Because of the high fire risk, the governor of California issued a statewide campfire ban.

Uluslararası bir ticaret yasağı, o ülkenin ekonomisi için bardağı taşıran son damla olabilir.

An international trade ban could be the last straw for that country's economy.

Ontario Sansür Kurulu 1980'de Günter Grass'tan uyarlanmış "Teneke Trampet" filmini yasakladı ama medya bu yasağı saçma buldu ve hatta Canadian Broadcasting Corporation (CBC) sorun yaratan görüntüleri o gece ülke çapında ulusal haberlerde gösterdi.

In 1980 the Ontario Censor Board banned the film "The Tin Drum," adapted from the Günter Grass novel, but the media found this silly, and so the Canadian Broadcasting Corporation (CBC) showed the offending scene that night from coast to coast on the national news.