Translation of "Yüzücü" in English

Yüzücü olmak istiyorum.

I want to be a swimmer.

- Ben iyi bir yüzücü değilim.
- İyi bir yüzücü değilim.

- I am not a good swimmer.
- I'm not a good swimmer.

Çok güçlü bir yüzücü.

And very powerful swimmer.

Tom, iyi bir yüzücü.

Tom is a good swimmer.

O iyi bir yüzücü.

She is a good swimmer.

Tom güçlü bir yüzücü.

Tom is a strong swimmer.

SanırımTom iyi bir yüzücü.

- I think Tom is a good swimmer.
- I think that Tom is a good swimmer.

İyi bir yüzücü değilim.

- I am not a good swimmer.
- I'm not a good swimmer.

Tom oldukça iyi yüzücü.

Tom is a pretty good swimmer.

Hızlı bir yüzücü müsün?

Are you a fast swimmer?

İyi bir yüzücü müsün?

Are you a good swimmer?

- Naoko bir yüzücü.
- Naoko yüzücüdür.

Naoko is a swimmer.

O çok iyi bir yüzücü.

She's a very good swimmer.

Tom tanıdığım en iyi yüzücü.

Tom is the best swimmer I know.

Tom iyi bir yüzücü değildir.

Tom isn't a good swimmer.

Ben kötü bir yüzücü değilim.

I'm a lousy swimmer.

Tom birinci sınıf bir yüzücü.

Tom is a top-notch swimmer.

Ben mükemmel bir yüzücü değilim.

I'm not a great swimmer.

Tom benden daha iyi yüzücü.

Tom is a better swimmer than I am.

Tom iyi bir yüzücü değildi.

Tom wasn't a good swimmer.

Hiç iyi bir yüzücü olmadım.

I've never been a good swimmer.

Mary Jane'den daha iyi bir yüzücü.

Mary is a better swimmer than Jane.

Oldukça iyi bir yüzücü olduğumu düşündüm.

- I thought I was a fairly good swimmer.
- I thought that I was a fairly good swimmer.

Tom benden çok daha iyi yüzücü.

Tom is a much better swimmer than I am.

Tom Mary'den daha iyi bir yüzücü.

- Tom is a better swimmer than Mary is.
- Tom is a better swimmer than Mary.

Daha iyi bir yüzücü olmak istiyorum.

I want to become a better swimmer.

Avustralya'da en iyi yüzücü olmak istiyorum.

I want to be the best swimmer in Australia.

İyi bir antrenörle, yüzücü mutlaka kazanır.

With a good trainer, the swimmer is bound to win.

Tom'un köpeği oldukça iyi bir yüzücü.

Tom's dog is a pretty good swimmer.

Tom iyi bir yüzücü gibi görünüyor.

Tom seems to be a good swimmer.

Tom çok iyi bir yüzücü değil.

Tom isn't much of a swimmer.

Tom benden daha iyi bir yüzücü.

Tom is a better swimmer than me.

Ben asla iyi bir yüzücü değildim.

I was never a good swimmer.

Sanırım Tom senden daha iyi yüzücü.

- I think Tom is a lot better swimmer than you.
- I think that Tom is a lot better swimmer than you.

Tom çok iyi bir yüzücü değildir.

Tom isn't a very good swimmer.

Tom ne kadar iyi bir yüzücü?

How good a swimmer is Tom?

Lisede iken iyi bir yüzücü müydün?

Were you a good swimmer when you were in high school?

Tom hızlı bir yüzücü, değil mi?

Tom is a fast swimmer, isn't he?

Tom iyi bir yüzücü, değil mi?

Tom is a good swimmer, isn't he?

Yüzücü başını kaldırdı ve nefes nefese kaldı.

The swimmer raised his head and gasped for breath.

Tom çok güçlü bir yüzücü, değil mi?

Tom is a very powerful swimmer, isn't he?

Tom daha iyi bir yüzücü olmayı diliyor.

Tom wishes he was a better swimmer.

Tom hiçbir zaman iyi bir yüzücü değildi.

Tom never was much of a swimmer.

Tom, Mary'nin iyi bir yüzücü olduğunu söyledi.

- Tom said Mary was a good swimmer.
- Tom said that Mary was a good swimmer.

Ben eskisi kadar güçlü bir yüzücü değilim.

I'm not as strong a swimmer as I used to be.

Tom daha iyi bir yüzücü olmak istiyor.

- Tom wants to be a better swimmer.
- Tom would like to be a better swimmer.

Tom'un çok hızlı bir yüzücü olmadığını biliyorum.

- I know that Tom isn't a very fast swimmer.
- I know Tom isn't a very fast swimmer.

Tom'un Mary'den daha iyi bir yüzücü olduğunu biliyordum.

- I knew that Tom was a better swimmer than Mary.
- I knew Tom was a better swimmer than Mary.

Tom'un benden daha iyi bir yüzücü olduğunu biliyorum.

- I know that Tom is a better swimmer than I am.
- I know that Tom is a better swimmer than me.
- I know Tom is a better swimmer than me.
- I know Tom is a better swimmer than I am.

O, teniste çok iyidir fakat çok iyi yüzücü değildir.

She's very good at tennis, but she's not much of a swimmer.

Tom nehri yüzerek geçmek için yeterince iyi bir yüzücü değil.

Tom isn't a good enough swimmer to swim across the river.

Wendy'nin deniz kenarında yetiştiği doğru fakat o iyi bir yüzücü değil.

It is true Wendy grew up at the seaside, but she isn't a good swimmer.

Tom bir göle yakın büyüdü fakat o iyi bir yüzücü değil.

Tom grew up near a lake, but he isn't a good swimmer.

Tom Mary'nin ondan daha iyi bir yüzücü olduğunu onaylamak için isteksiz görünüyor.

Tom seems to be unwilling to acknowledge that Mary is a better swimmer than he is.

Kanadalı yüzücü Penny Oleksiak sadece 16 yaşındayken Rio Olimpiyatları'nda dört tane madalya kazandı.

Canadian swimmer Penny Oleksiak won four medals at the Rio Olympics at the age of only 16.

Yüzücü, Cindy Nicholas, yorucu bir yüzmenin sonunda zorlukla Daver'de kıyıya vardı fakat Kanal Yüzme Derneğinden bir sözcü onun çok iyi bir durumda olduğunu duyurdu.

The swimmer, Cindy Nicholas, barely made it ashore at Dover at the end of the exhausting swim, but a spokesman from the Channel Swimming Association announced that she was in very good shape.