Translation of "Sürmek" in English

0.011 sec.

Examples of using "Sürmek" in a sentence and their english translations:

Araba sürmek istiyorum.

I want to drive.

Araba sürmek istemiyorum.

I don't want to drive.

Sürmek ister misin?

Do you want to drive?

Tom sürmek istemedi.

Tom didn't want to drive.

Arabayı dikkatli sürmek önemlidir.

It is important to drive carefully.

Dikkatli sürmek kazaları önler.

Careful driving prevents accidents.

Araba sürmek çok eğlencelidir.

Driving a car is a lot of fun.

Bu arabayı sürmek zorundayım.

I have to drive this car.

Araba sürmek beni rahatlatıyor.

Driving relaxes me.

Sürmek istemediğine emin misin?

- Are you sure you don't want to drive?
- Are you sure that you don't want to drive?

Araba sürmek çocuklar içindir.

- Rides in the cars are for kids.
- Riding in the car is for kids.

Tom arabayı sürmek istedi.

Tom wanted to drive the car.

Sen sürmek zorunda olacaksın.

You'll have to drive.

Bu arabayı sürmek kolaydır.

This car is easy to drive.

Traktör sürmek ister misin?

Do you want to drive the tractor?

Sahil boyunca araba sürmek harika.

Driving along the coast is wonderful.

Düzgün bir yolda sürmek güzel.

It's nice to drive on a smooth road.

Çok hızlı araba sürmek tehlikelidir.

Driving too fast is dangerous.

Araba sürmek için yeterli yaşta.

He is old enough to drive a car.

Baba, sürmek için arabayı alıyorum.

Dad, I'm taking the car out for a drive.

Tom sürmek için çok sarhoş.

Tom is too drunk to drive.

Araba sürmek için kimin sırası?

Whose turn is it to drive?

Tom'a araba sürmek istemediğimi söyledim.

I told Tom I didn't want to drive.

Karanlıkta araba sürmek uçmak gibidir.

Driving in the dark feels like flying!

Tom araba sürmek istemediğini söyledi.

Tom said that he didn't want to drive.

Bir kamyon sürmek kolay değildir.

Driving a truck isn't easy.

Araba sürmek için yeterince yaşlısın.

You're old enough to drive.

Araba sürmek için çok gençsin.

You're too young to drive a car.

Araba sürmek için çok sarhoşum.

I'm too drunk to drive.

Araba sürmek istediğini Tom'a bildirmelisin.

- You should let Tom know that you want to drive.
- You should let Tom know you want to drive.

Tom araba sürmek zorunda değildi.

Tom didn't have to drive.

Bisiklet sürmek için gereken motor becerisidir.

is the motor skill for riding a bike.

O kadar hızlı araba sürmek tehlikelidir.

It is dangerous to drive so fast.

Dikkat edin! Sarhoşken araba sürmek tehlikelidir.

Take care! It's dangerous to drive drunk.

O, araba sürmek için yeterince yaşlıdır.

He is old enough to drive.

Baba, sürmek için arabayı alabilir miyim?

Dad, can I take the car out for a drive?

Yol boyunca yavaş sürmek zorunda kaldık.

We had to drive slowly all the way.

Hız sınırından daha hızlı sürmek tehlikelidir.

It's dangerous to drive faster than the speed limit.

Tom bana sürmek isteyip istemediğimi sordu.

Tom asked me if I would like to drive.

Sürmek için çok sarhoş olduğunu düşünüyorum.

I think you're too drunk to drive.

Tom'a araba sürmek isteyip istemediğini sordum.

I asked Tom if he wanted to drive.

Araba sürmek için yeterince yaşlı mısın?

Are you old enough to drive?

Tom araba sürmek için yeterince yaşlıdır.

- Tom is old enough to drive.
- Tom is old enough to drive a car.

Boston'a tek başıma araba sürmek istemiyorum.

I don't want to drive to Boston by myself.

Tom araba sürmek için çok genç.

Tom is too young to drive.

Mary Tom'a araba sürmek istediğini bildirdi.

Mary let Tom know that she wanted to drive.

Tom, Mary'ye araba sürmek istediğini bildirdi.

Tom let Mary know that he wanted to drive.

Tom ehliyetsiz araç sürmek nedeniyle tutuklandı.

- Tom was arrested for driving without a licence.
- Tom was arrested for driving without a license.

Tamam, iz sürmek için iki yol var.

Okay, two ways we can track.

Araba sürmek için bir ehliyete ihtiyacın var.

- It is necessary to have a license to drive a car.
- You need a license to drive a car.
- To drive a car, you need a license.

İçki içmek ve araba sürmek tehlikeli olabilir.

Drinking and driving can be dangerous.

Mary yaşamaya değer bir hayat sürmek istiyor.

Mary wants to lead a life worth living.

Bu yolda araba sürmek için para ödemeliyiz.

We must pay a toll to drive on this road.

O kar fırtınasında araba sürmek bir kabustu.

Driving through that snowstorm was a nightmare.

Bir fırtına anında araba sürmek tehlikeli olabilir.

Driving during a storm can be dangerous.

Yeni otoban boyunca araba sürmek hoşumuza gitti.

We enjoyed driving along the new expressway.

Araba sürmek için yeterince yaşlı değil misin?

Aren't you old enough to drive?

Tom araba sürmek isterse ona izin ver.

If Tom wants to drive, let him.

Tom o kadar hızlı sürmek zorunda değildi.

Tom didn't have to drive that fast.

Araba sürmek için yeterince yaşlısın, değil mi?

You're old enough to drive, aren't you?

Araba sürmek için çok gençsin, değil mi?

You're too young to drive a car, aren't you?

Bir araba sürmek için kaç yaşında olmalısınız?

How old do you have to be to drive a car?

Bir araba sürmek için, bir ehliyete ihtiyacın var.

- You need a license to drive a car.
- To drive a car, you need a license.

Bisiklet sürmek Kuzey Amerika'da gittikçe daha popüler oluyor.

Biking is becoming more and more popular in North America.

Cennette hizmet etmektense, Cehennemde saltanat sürmek daha iyidir.

Better to reign in Hell, than serve in Heaven.

Yolun sağ tarafında sürmek için çok deneyimim yok.

I don't have much experience driving on the right side of the road.

Araba sürmek isterdim ama Tom bana izin vermezdi.

I wanted to drive, but Tom wouldn't let me.

- Konuşman için alışılmamış bir konu ileri sürmek zorunda değilsin.
- Konuşman için tuhaf bir konu ileri sürmek zorunda değilsin.

You don't have to come up with an unusual topic for your speech.

Bu pazarda hüküm sürmek için neredeyse hiçbir şey yapmadı.

almost nothing has been done to reign in this market.

Bir araba sürmek için bir ehliyete sahip olmak gereklidir.

It is necessary to have a license to drive a car.

Çiftçiler sabanla pirinç tarlalarını sürmek için su mandalarını kullanırlar.

The farmers use water buffalos to plow rice fields.

Ben araba sürmek istiyorum, ama Tom bana izin vermiyor.

I want to drive, but Tom won't let me.

- Artık it gibi sürünmek istemiyorum.
- Artık mutsuz bir hayat sürmek istemiyorum.

I don't want to lead a dog's life any more.

Hayat bisiklet sürmek gibidir. Dengede kalmak için hareket etmeye devam etmelisin.

Life is like riding a bicycle. To keep your balance you must keep moving.

- Bu fırtınada araba kullanmak istemiyorum.
- Bu fırtınalı havada araba sürmek istemem.

I don't want to drive in this storm.

- Bu araba tek elle kullanılabiliyor.
- Bu arabayı tek elle sürmek mümkün.

This car can be driven with one hand.

- Sarhoş araba sürmek ciddi bir sorundur.
- Sarhoş araba sürme ciddi bir sorundur.

Drunk driving is a serious problem.

- Leyla iyi bir hayat yaşamak istedi.
- Leyla iyi bir yaşam sürmek istiyordu.

Layla wanted to live a good life.

Tom araba sürmek istedi fakat o sarhoş olduğu için, Mary ona izin vermedi.

Tom wanted to drive, but since he was drunk, Mary wouldn't let him.

Güneş kremi sürmek istemiyorsan, bu senin sorunun. Güneşte yandığın zaman bana şikayete gelme.

If you don't want to put on sunscreen, that's your problem. Just don't come complaining to me when you get a sunburn.