Translation of "Huylu" in English

0.003 sec.

Examples of using "Huylu" in a sentence and their english translations:

Tom iyi huylu.

Tom is good-natured.

Huylu huyundan vazgeçmez.

A leopard can't change its spots.

Köpek iyi huylu.

The dog is well mannered.

Tümör iyi huylu idi.

- The tumor was benign.
- The tumour was benign.

Tom çok iyi huylu.

Tom is very good-natured.

- Kötü huylu adam kızını ısırdı.
- Kötü huylu bir adam kızını tersledi.

The bad-tempered man snapped at his daughter.

- Sami yumuşak huylu bir polisti.
- Sami yumuşak huylu bir polis memuruydu.

Sami was a mild-mannered policeman.

O iyi huylu bir kızdır.

She is a well-mannered girl.

O kadar aksi huylu olma!

Don't be so perverse!

Tom'un kötü huylu olduğunu düşünüyorum.

- I think Tom is bad-tempered.
- I think that Tom is bad-tempered.

Tom kötü huylu bir narsisist.

Tom is a malignant narcissist.

Sami yumuşak huylu bir polisti.

Sami was a mild-mannered cop.

İyi huylu doğamız bazı güçler tarafından engellendi

Our good nature has been thwarted by several forces,

Sonsuzluk için iyi huylu kalan bir iklim.

a climate that stays benign for eons --

Aslında o güzel değil ama iyi huylu.

Indeed she is not beautiful, but she is good-natured.

- Tom karıncayı bile incitmez.
- Tom yumuşak huylu.

Tom is as gentle as a lamb.

O kesinlikle güzel değil ama iyi huylu.

- She is not beautiful, to be sure, but she is good-natured.
- She is not beautiful, certainly, but she is good-natured.

- Huylu huyundan vazgeçmez.
- Can çıkar huy çıkmaz.

The leopard cannot change his spots.

Tomografi sonucuma göre 20'nin üzerinde kötü huylu tümör,

The PET scan here shows over 20 malignant tumors

- Siz yaşlı bir köpeğe yeni numaralar öğretemezsiniz.
- Huylu huyundan vazgeçmez.

You can't teach an old dog new tricks.

- Huylu huyundan vazgeçmez.
- Ağaç yaşken eğilir.
- Eski köye yeni adet getiremezsin.

Don't teach an old dog new tricks.

Benim için ideal kadın, iyi huylu, akıllı ve birçok dilli olacaktır.

The ideal woman for me would be well-mannered, intelligent and a polyglot.

- Eski köye yeni adet getiremezsin.
- Huylu huyundan vazgeçemez.
- Can çıkar huy çıkmaz.

You can't teach old dogs new tricks.

O kötü huylu oldu, sürekli karısının yemeklerini eleştirdi ve midesindeki bir ağrıdan şikâyet etti.

He became bad-tempered, continually criticized his wife's cooking and complained of a pain in his stomach.