Translation of "Havaalanında" in English

0.024 sec.

Examples of using "Havaalanında" in a sentence and their english translations:

- Havaalanında birbirimize denk geldik.
- Havaalanında karşılaştık.
- Havaalanında birbirimize rastladık.

We ran into each other at the airport.

Havaalanında karşılaştık.

We ran into each other at the airport.

Tom havaalanında.

Tom is at the airport.

Havaalanında görüşürüz.

I'll see you at the airport.

Havaalanında çalışıyorum.

I work at the airport.

John havaalanında.

John is at the airport.

Uçak havaalanında.

The plane is at the airport.

- Yarın havaalanında buluşuruz.
- Seni yarın havaalanında karşılayacağım.

I'll meet you at the airport tomorrow.

Seni havaalanında karşılayabilirdim.

- I could've met you at the airport.
- I could have met you at the airport.

Havaalanında buluştuklarında tokalaştılar.

They shook hands when they met at the airport.

Onu havaalanında uğurladım.

I saw him off at the airport.

Havaalanında Tom'a rastladım.

I met Tom at the airport.

Onları havaalanında bıraktım.

I dropped them off at the airport.

Tom'u havaalanında bıraktım.

I dropped Tom off at the airport.

Onlarla havaalanında karşılaştım.

I met them at the airport.

Onunla havaalanında tanıştım.

I met him at the airport.

Havaalanında gözaltına alındım.

I got detained at the airport.

Tom havaalanında bekliyor.

Tom is waiting at the airport.

Tom'u havaalanında görmedim.

I didn't see Tom at the airport.

Tom'u havaalanında gördüm.

I saw Tom at the airport.

Havaalanında güvenlik görevlisi.

He is a security guard at the airport.

Biletimi havaalanında alabilir miyim?

Can I pick my ticket up at the airport?

Havaalanında birbirimize denk geldik.

We ran into each other at the airport.

Havaalanında bir arkadaşımla karşılaştım.

I met a friend of mine at the airport.

Ben havaalanında Julie'yi uğurladım.

I saw Julie off at the airport.

Tom havaalanında Mary'yi aldı.

- Tom picked up Mary at the airport.
- Tom picked Mary up at the airport.

Benim bavullar havaalanında kayboldu.

My suitcase disappeared at the airport.

O, havaalanında onu bekledi.

He waited for her at the airport.

Tom bizi havaalanında aldı.

Tom picked us up at the airport.

Siz birbirinizle havaalanında karşılaştınız.

You met each other at the airport.

Tüm çantalar havaalanında incelenmiştir.

All the bags are examined at the airport.

Dün havaalanında ona rastladım.

I ran into him yesterday at the airport.

Tom'u havaalanında yolcu ettim.

I saw Tom off at the airport.

Karım beni havaalanında alacak.

My wife will pick me up at the airport.

Sami, Leyla'yı havaalanında aldı.

Sami picked Layla up at the airport.

Tom seninle havaalanında buluşabilirdi.

- Tom could have met you at the airport.
- Tom could've met you at the airport.

Tom seni havaalanında karşılayabilir.

Tom could meet you at the airport.

Havaalanında servis otobüsüne nerede binebilirim?

Where can I get a shuttle bus at the airport?

Beni havaalanında kimin karşılayacağını bilmiyordum.

I didn't know who was going to meet me at the airport.

Tom Mary ile havaalanında tanıştı.

Tom met Mary at the airport.

Tom onu havaalanında karşılamamı istedi.

Tom asked me to meet him at the airport.

Seni havaalanında karşılayamadığım için üzgünüm.

- I'm sorry I couldn't meet you at the airport.
- I'm sorry that I couldn't meet you at the airport.

Tom havaalanında bir güvenlik görevlisidir.

Tom is a security guard at the airport.

Ben havaalanında bir arkadaşla karşılaştım.

I met a friend at the airport.

Tom'a onu havaalanında karşılayacağımızı söyle.

Tell Tom we're going to meet him at the airport.

Havaalanında şans eseri ona rastladım.

I chanced to meet him at the airport.

Tom'un beni havaalanında bırakmasını istedim.

I asked Tom to drop me off at the airport.

Mary havaalanında elle arama yapıldı.

- Mary received a pat-down search at the airport.
- Mary received a patdown search at the airport.

Tom havaalanında Mary ile karşılaştı.

Tom bumped into Mary at the airport.

Tom havaalanında Mary'yi karşılamamı istedi.

Tom asked me to meet Mary at the airport.

Tom'la havaalanında 2.30'da buluşacağım.

I'm meeting Tom at the airport at 2:30.

Tom Mary ile havaalanında buluşacak.

Tom is going to meet Mary at the airport.

Narita Havaalanında eski bir arkadaşıma rastladım.

At Narita Airport, I ran into an old friend of mine.

Rio'daki firmamızın ajanı sizi havaalanında karşılayacak.

Our company's agent in Rio will meet you at the airport.

Bilgiler her havaalanında İngilizce olarak verilir.

Information is given in English at every airport.

O, arkadaşını havaalanında karşılama zahmetine katlandı.

She took the trouble to meet her friend at the airport.

Bu havaalanında tam vücut tarayıcıları vardır.

There are full body scanners at this airport.

Tom ve ben havaalanında birbirimize rastladık.

Tom and I ran into each other at the airport.

Onunla Narita havaalanında buluşabileceğim günü bekliyorum.

I long for the day when I can meet him at Narita Airport.

Sen hiç havaalanında bagajını kaybettin mi?

Have you ever lost your luggage at the airport?

Kalabalık, başkanı uğurlamak için havaalanında toplandı.

The crowd gathered at the airport to see the President off.

Kumiko havaalanında valizini bir hamala taşıttı.

Kumiko got a porter to carry her suitcase at the airport.

Dün havaalanında şans eseri onunla karşılaştım.

I met him by chance at the airport yesterday.

Tom havaalanında Mary'yi almamı rica etti.

Tom asked me to pick Mary up at the airport.

Tom havaalanında Mary ile buluşmayı planlıyor.

- Tom is planning to meet Mary at the airport.
- Tom plans to meet Mary at the airport.

Tom havaalanında Mary ile buluşmayı planlamıyor.

Tom isn't planning to meet Mary at the airport.

Havaalanında gümrükten geçmek ne kadar sürer?

How long does it take to get through customs at the airport?

Saat 2:00'de havaalanında onu uğurlayacağım.

I'm going to see her off at the airport at 2:00.

Dün havaalanında beklenmedik bir anda onunla karşılaştım.

- I met him by accident at the airport yesterday.
- I met him by chance at the airport yesterday.
- I ran into him unexpectedly at the airport yesterday.
- I unexpectedly ran into him at the airport yesterday.

Havaalanında ona krallara layık bir uğurlama yaptık.

We gave him a royal send-off at the airport.

Havaalanında güvenlik bomba patlama tehlikesinden beri artırıldı.

Security at the airport has been stepped up since the bomb scare.

Bu havaalanında çok sayıda hava yolu var.

There are many airlines in this airport.

Onu havaalanında kimin alacağını Tom'a söylemeyi unuttum.

I forgot to tell Tom who was going to pick him up at the airport.

Tom havaalanında Mary'nin bir arkadaşı ile karşılaştı.

Tom met a friend of Mary's at the airport.

Saat 2.30'da havaalanında Tom'u karşılamam gerekiyor.

I'm supposed to meet Tom at the airport at 2:30.

Saat sabah 05.00'de havaalanında olmak zorundayız.

We have to be at the airport at 5:00AM.

Ben seni havaalanında karşılamak için bir araba ayarladım.

I arranged for a car to meet you at the airport.

Tamamen şans eseri, havaalanında benim eski arkadaşımla karşılaştım.

Quite by chance, I met my old friend at the airport.

Havaalanında gümrüklerden geçmekten hoşlanmam çünkü çok uzun sürüyor.

I dislike going through customs at the airport because it takes so long.

Onu varış saatinizi bildirirseniz, Tom sizi havaalanında karşılayabilir.

Tom can meet you at the airport if you let him know your arrival time.

- Havaalanında didik didik arandım.
- Havalimanında elbiselerim çıkarılarak arandım.

I was strip-searched at the airport.

Havaalanında hepsi iş için çığırtkanlık yapan yüzlerce taksi vardı.

There were hundreds of taxis at the airport, all touting for business.

Erkek kardeşim ve ben havaalanında John'u uğurlamak için gittik.

My brother and I went to see John off at the airport.

O bana onu saat 1'de havaalanında karşılamamı söyledi.

He told me to meet him at 1 o'clock at the airport.

Amcam Amerika'ya gittiğinde, birçok kişi havaalanında onu görmeye geldi.

When my uncle left for America, many people came to see him off at the airport.

Tom havaalanında Mary'yi ne zaman karşılaması gerektiğini bilmediğini söyledi.

- Tom said he didn't know when he was supposed to meet Mary at the airport.
- Tom said that he didn't know when he was supposed to meet Mary at the airport.

Havaalanında bir saatli bomba patladı ve 13 kişi öldü.

A time bomb went off at the airport and killed 13 people.

Havaalanında saatli bir bomba patladı, on üç kişi öldü.

A time bomb went off in the airport killing thirteen people.

- Seni havaalanından almamı istiyor musun?
- Havaalanında seni almamı ister misin?

Do you want me to pick you up at the airport?

Tom havaalanında bir araba kiraladı ve onu Mary'nin evine sürdü.

Tom rented a car at the airport and drove it to Mary's house.

Havaalanında olmak zorunda olmadan önce neredeyse üç saatim daha var.

I have almost three more hours before I have to be at the airport.

Tom tüm öğleden sonrayı havaalanında inip kalkan uçakları izleyerek geçirdi.

Tom spent all afternoon at the airport watching the airplanes land and take off.