Translation of "Fırın" in English

0.008 sec.

Examples of using "Fırın" in a sentence and their english translations:

Fırın sıcak.

The oven is hot.

Fırın nerede?

Where's the bakery?

Fırın kapalıdır.

The bakery is closed.

Fırın açacağım.

I'm going to open a bakery.

Fırın mezbahanın yanında.

The bakery is next to the butchery.

Affedersiniz, fırın nerede?

Excuse me. Where is the bakery?

Fırın köşenin civarında.

The bakery is around the corner.

Fırın Pino caddesindedir.

The bakery is on Pino Street.

Fırın eldivenin nerede?

Where's your pot holder?

Fırın hâlâ sıcak.

The oven is still warm.

Nerede bir fırın var?

Where is there a bakery?

Tom taş fırın erkeğidir.

Tom is a guy's guy.

En yakın fırın nerede?

Where is the nearest bakery?

Burası bir fırın gibi.

It's like an oven in here.

Yeni bir fırın istiyorum.

I want a new oven.

Fırın ne zaman açılıyor?

When does the bakery open?

Fırın makarna sever misin?

Do you like bucatini pasta?

- Fırın kasabın orada.
- Fırın kasaba yakın.
- Ekmek fırını kasap dükkânına yakın.

The bakery is near the butcher shop.

Bana o fırın eldivenini ver.

Hand me that oven mitt.

Bu fabrikalar elektrikli fırın üretir.

This factory manufactures electric stoves.

Bu köşede bir fırın vardı.

There used to be a bake-shop on this corner.

Burası eskiden fırın olarak kullanılırdı.

This used to be a bakery.

Mutfakta ekmek pişirmek için bir fırın var.

There is an oven to bake bread in the kitchen.

Tom fırın eldivenlerini giydi ve pastayı fırından çıkardı.

Tom put on oven mitts and took the cake out of the oven.

Tutacak ya da fırın eldivenleri kullanmazsan ellerini yakarsın!

You'll burn your hands if you don't use a potholder or oven mitts!

Bu fırın şehirdeki en iyi hamur işlerine sahip.

This bakery has the best pastries in town.

Ama tabii son model bir fırın ve derin donduruculu,

but I wanted to be left alone in a nice house

Bu kasabada bir yerde eski bir fırın yok mu?

Isn't there an old bakery somewhere in this town?

Evin arkasında ekmek pişirmek için bir tuğla fırın var.

Behind the house there is a brick oven for baking bread.

Yeni bir mikro dalga fırın almamızın zamanı geldi de geçti.

It is about time we bought a new microwave oven.

Tom, Mary'nin fırın satışında yardım etmeye istekli olacağını farz ediyor.

- Tom assumes Mary will be willing to help with the bake sale.
- Tom assumes that Mary will be willing to help with the bake sale.

Tom Mary'yi fırın satışında onun yardım etmesini rica etmek için aradı.

Tom called Mary to ask her to help at the bake sale.

Tom fırın eldiveni kullanmadan tart kalıbını fırından çıkardığında kendini kötü şekilde yaktı.

Tom burned himself badly when he took the pie pan out of the oven without using an oven mitt.

Fırını kapatın, fırın kapağını birazcık aralayın ve tatlının bir saat soğumasına izin verin.

Turn off the oven, crack open the oven door and let the Pavlova cool for one hour.

- Tom fırın satışı için bazı kekler pişirdi.
- Tom kermes için biraz ıslak kek yaptı.

Tom baked some brownies for the bake sale.

Helen'in forumu bir veya iki fırın eldiveni kullanılıp kullanılmayacağı üzerine uzlaşmaz bir bölünme yaşadı.

Helen's forum experienced an irreconcilable schism over whether to use one or two oven mitts.

Tom ve Mary küçük bir fırın açmak için aile ve arkadaşlardan para ödünç alıyorlardı.

Tom and Mary borrowed money from family and friends to open a small bakery.