Translation of "Eğildi" in English

0.007 sec.

Examples of using "Eğildi" in a sentence and their english translations:

Eğildi.

She bent down.

Tom eğildi.

Tom bent down.

- Eğildi.
- Domaldı.

He bent down.

- O öne doğru eğildi.
- Eğildi.
- Domaldı.

She bent down.

Tom yere eğildi.

Tom ducked down.

Tom öne eğildi.

Tom bent forward.

Kraliçenin önünde eğildi.

He bowed to the Queen.

Öne doğru eğildi.

He bent forward.

Tom aşağıya eğildi.

Tom leaned down.

- Tom saklanmak için eğildi.
- Tom sakınmak için eğildi.

Tom ducked for cover.

Bambu eğildi ama kırılmadı.

- The bamboo gave but did not break.
- The bamboo bent but did not break.

Üç ağaç rüzgarda eğildi.

The tree bent in the wind.

Eğildi ve topu aldı.

He bent down and picked up the ball.

O bana doğru eğildi.

He leaned towards me.

Tom biraz öne eğildi.

Tom leaned forward a bit.

Tom pencereden dışarı eğildi.

Tom leaned out the window.

Tom dinlemek için eğildi.

Tom leaned down to listen.

Tom kapıdan dışarı eğildi.

Tom ducked out the door.

O, çocuğun üzerine eğildi.

She bent over the child.

Ayakkabısını bağlamak için eğildi.

He bent over to tie his shoe.

Tom öne doğru eğildi.

Tom leaned forward.

Tom kapının arkasında eğildi.

Tom ducked behind the door.

Tom Mary'ye doğru eğildi.

Tom leaned towards Mary.

Tom tamamen şaşırmış eğildi.

Tom wasn't entirely surprised.

O beceriksizce önümde eğildi.

She bent awkwardly in front of me.

Eğildi ve parayı aldı.

She bent down and picked up the coin.

Tom korkuluk üzerine eğildi.

Tom leaned over the banister.

Doktor hasta çocuğun üzerine eğildi.

The doctor bent over the sick boy.

Kule sola doğru hafifçe eğildi.

The tower leaned slightly to the left.

Çiçeklikteki böcekleri görmek için eğildi.

He bent over to see insects in the flowerbed.

Kule batıya doğru hafifçe eğildi.

The tower leaned slightly to the west.

Tom sandalyesinde öne doğru eğildi.

Tom leaned forward in his chair.

Tom eğildi ve geri çekildi.

Tom bowed and withdrew.

Tom Mary'nin cesedinin üzerine eğildi.

Tom bent over Mary's corpse.

O daha da yakına eğildi.

He leaned even closer.

Tom eğildi ve topu aldı.

Tom bent down and picked up the ball.

Tom köpeğini okşamak için eğildi.

Tom bent down to pet his dog.

Tom ayakkabılarını bağlamak için eğildi.

- Tom bent over to tie his shoes.
- Tom bent over to tie his shoe.

Tom Mary'yi öpmek için eğildi.

- Tom leaned down to kiss Mary.
- Tom leaned in to kiss Mary.

Tom ayakkabılarını koymak için eğildi.

Tom leaned over to put on his shoes.

Tom, Mary'yi öpmek için eğildi.

Tom leaned in to kiss Mary.

O, ayakkabılarını giymek için eğildi.

- He stooped to put on his shoes.
- He stooped down to put on his shoes.

O ayakkabılarını giymek için eğildi.

He leaned over to put on his shoes.

Tom bir arabanın arkasında eğildi.

Tom ducked behind a car.

Tom çiçeği koklamak için eğildi.

Tom leaned down to smell the flower.

Tom eğildi ve Mary'yi öptü.

Tom leaned down and kissed Mary.

Ağaç meyvelerin ağırlığı altında eğildi.

The tree bent under the weight of the fruit.

O beni öpmek için eğildi.

He leaned over to kiss me.

Eğildi ve onun yanağını öptü.

She leaned over and kissed his cheek.

Tom eğildi ve annesini öptü.

Tom bent down and kissed his mother.

Tom arabasının arkasında hızla eğildi.

Tom ducked down behind his car.

Tom eğildi ve Mary'ye sarıldı.

Tom bent down and hugged Mary.

Öne eğildi ve onu öptü.

He leaned forward and kissed her.

Tom eğildi ve bozuk parayı aldı.

- Tom leaned over and picked the coin up.
- Tom bent over and picked the coin up.

Tom eğildi ve bir taş aldı.

Tom leaned down and picked up a rock.

Tom bir şey almak için eğildi.

Tom bent over to pick something up.

Tom masanın altına bakmak için eğildi.

Tom bent down to look under the table.

Tom eğildi ve yatağın altına baktı.

Tom bent down and looked under the bed.

Üzerine doğru eğildi ve onu öptü.

He leaned over her and kissed her.

Tom ayakkabı bağlarını bağlamak için eğildi.

Tom leaned over to tie his shoelaces.

Tom dinlemek için öne doğru eğildi.

Tom leaned forward to listen.

Tom eğildi ve bir şey aldı.

Tom bent down and picked something up.

Tom'a vurmaya çalıştım ama o eğildi.

I tried to hit Tom, but he ducked.

Tom eğildi ve düşürdüğü kalemi aldı.

Tom bent down and picked up the pen that he'd dropped.

Tom eğildi ve kızını alnından öptü.

Tom leaned down and kissed his daughter on the forehead.

Tom eğildi ve Mary'yi yanağından öptü.

Tom leaned in and gave Mary a kiss on the cheek.

Tom eğildi ve Mary'nin yanağını öptü.

- Tom leaned in and kissed Mary's cheek.
- Tom leaned over and kissed Mary's cheek.

Tom yaşlı bir bayana saygıyla eğildi.

Tom bowed respectfully to the old lady.

Tom eğildi ve Mary'nin kulağına fısıldadı.

Tom leaned over and whispered in Mary's ear.

Tom eğildi ve kızının alınını öptü.

Tom leaned over and kissed his daughter's forehead.

Tom fiyat etiketine bakmak için eğildi.

Tom leaned over to look at the price tag.

O birini selamladığında her zaman eğildi.

She always bowed when she greeted someone.

Tom eğildi ve ayak parmaklarına dokundu.

Tom bent down and touched his toes.

Kızın üzerine eğildi ve onu öptü.

He bent over the girl and kissed her.

Tom yerdeki parayı almak için eğildi.

Tom bent over to pick up a coin that was on the floor.

Tom, daha yakından bakmak için eğildi.

Tom leaned down for a closer look.

Tom eğildi ve madeni parayı aldı.

Tom bent over and picked the coin up.

O onun yanağını öpmek için eğildi.

He bent down to kiss her cheek.

Tom Mary'nin yanağını öpmek için eğildi.

Tom bent down to kiss Mary's cheek.

O eğildi ve "Ben yalan söylemiyorum" dedi.

He bent over and said "I'm not lying".

Tom yerden bir şey almak için eğildi.

Tom bent down to pick up something off the floor.

Tom eğildi ve yerde gördüğü parayı aldı.

Tom bent down and picked up the money he saw on the ground.

Tom öne doğru eğildi ve Mary'yi öptü.

Tom leaned forward and kissed Mary.

Tom Mary'yi öpmek için öne doğru eğildi.

Tom leaned forward to kiss Mary.

Tom Mary'ye bakmak için öne doğru eğildi.

Tom leaned forward to look at Mary.

Tom Mary ile konuşmak için üzerine eğildi.

Tom leaned over to talk to Mary.

Tom öne doğru eğildi ve onu öptü.

Tom leaned forward and kissed her.

Mary eğildi ve Tom'un omzuna başını bastırdı.

Mary leaned over and pressed her head against Tom's shoulder.

Tom, çiçeklere daha yakından bakmak için eğildi.

Tom bent down to get a closer look at the flower.

Tom köpeğini kulağının arkasından kaşımak için eğildi.

Tom bent down to scratch the dog behind the ear.