Translation of "Dudaklarını" in English

0.005 sec.

Examples of using "Dudaklarını" in a sentence and their english translations:

Peçeteyle dudaklarını temizle.

Clean your lips with the napkin.

O dudaklarını yaladı.

He licked his lips.

Tom dudaklarını şaplattı.

Tom smacked his lips.

Tom dudaklarını yaladı.

Tom licked his lips.

Tom dudaklarını nemlendirdi.

Tom moistened his lips.

Mary dudaklarını nemlendirdi.

Mary moistened her lips.

Mary dudaklarını büktü.

Mary pouted her lips.

Tom dudaklarını büzdü.

Tom pursed his lips.

Hasta, dudaklarını yavaşça kımıldattı.

The patient moved his lips slightly.

Dudaklarını sıkıca birbirine bastırdı.

She pressed her lips firmly together.

Tom kuru dudaklarını yaladı.

Tom licked his dry lips.

Tom dudaklarını hareket ettirmedi.

Tom didn't move his lips.

O dudaklarını benimkine bastırdı.

He pressed his lips against mine.

Tom dudaklarını diliyle ıslattı.

Tom wet his lips with his tongue.

Georgina kanayıncaya kadar dudaklarını ısırdı.

Georgina bit her lips until they bled.

O, dudaklarını asla kırmızıya boyamaz.

She never paints her lips red.

O bir yudum su ile dudaklarını nemlendirdi.

She moistened her lips with a sip of water.

Eğer söyleyeceğin bir şey yoksa, dudaklarını kapalı tut.

If you have nothing to say, keep your lips sealed.

O, dudaklarını onun kulağına yaklaştırdı ve mırıldandı: "Seni seviyorum."

He brought his lips close to her ear and murmured: "I love you."

Gözlerini kapadı, dudaklarını sıktı ve öpmek için öne eğildi.

She closed her eyes, pursed her lips and leaned forward for a kiss.

Her insan doğru bir cevap veren onun dudaklarını öpecek.

Every man shall kiss his lips that giveth a right answer.

Tom bir öpücük bekliyordu, bu yüzden öne doğru eğildi ve dudaklarını buruşturdu.

Tom was expecting a kiss, so he leaned forward and puckered his lips.

Goriller konuşmak için dudaklarını ve dillerini kullanamazlar ama insanlarla başka yollarla iletişim kurabilirler.

Gorillas cannot use their lips and tongues to speak, but they can communicate with people in other ways.

Tom "Sadece gözlerini kapat." diye fısıldadı ve Mary gözlerini kapatınca, onun dudaklarını hafifçe öptü.

"Just close your eyes," whispered Tom, and when Mary closed her eyes, he kissed her softly on the lips.

Tom dudaklarını yapay olarak boyayan ve kulak memelerini delen kadınların bulunduğu bir kültürden geliyor.

Tom comes from a culture where women artificially color their lips and put holes in their earlobes.