Translation of "Avukatı" in English

Tom'un avukatı mısın?

Are you Tom's lawyer?

Tom avukatı kovdu.

Tom fired the attorney.

Tom boşanma avukatı.

Tom is a divorce lawyer.

- Tom'un kaç avukatı var?
- Tom'un kaç tane avukatı var?

How many lawyers does Tom have?

Avukatı olan bir göçmenin

An immigrant who has an attorney

Vekalet ücreti alıyor avukatı

Attorney charges attorney fee

Savunma avukatı karardan memnundu.

The defense attorney was pleased by the verdict.

Tom'un kaç avukatı var?

How many lawyers does Tom have?

Tom'un bir avukatı var.

Tom has a lawyer.

Tom'un avukatı değil misin?

Aren't you Tom's lawyer?

Tom bir duruşma avukatı.

Tom is a trial lawyer.

Tom'un bir avukatı yok.

Tom doesn't have a lawyer.

Bir kamu avukatı sistemi yok

there is no public defender system,

Savunma avukatı hemen itiraz etti.

The defense attorney immediately objected.

Savunma avukatı doğru sorular sormadı.

The defense lawyer didn't ask the right questions.

Tom'un iyi bir avukatı var.

Tom has a good lawyer.

Ben bir avukatı göze alamam.

I can't afford a lawyer.

Tom'un bir avukatı var mı?

Does Tom have an attorney?

Tom bir avukatı göze alamadı.

Tom couldn't afford a lawyer.

Onun iyi bir avukatı vardı.

She had a good lawyer.

Tom avukatı ile konuşmak istiyor.

Tom wants to talk to his lawyer.

Tom avukatı ile konuşmak istedi.

Tom wanted to talk to his lawyer.

Sami bir avukatı görmeye gitti.

Sami went to see a lawyer.

Mary, bir avukatı olmadığını söylüyor.

Mary says she doesn't have a lawyer.

- Nereden iyi bir vergi avukatı bulabilirim?
- Nerede iyi bir vergi avukatı tutabilirim?

Where can I get hold of a good tax lawyer?

Polis, avukatı gelene kadar Tom'u sorgulayamaz.

The police can't question Tom until his lawyer gets here.

Tom'un avukatı, Tom'u kürsüye çıkaramadığını söyledi.

Tom's lawyer said that he couldn't put Tom on the stand.

Tom avukatı okuduktan sonra sözleşmeyi imzaladı.

Tom signed the contract after his lawyer read it.

Bir ceza savunma avukatı tutmanız gerekir.

You need to hire an criminal defense lawyer.

Tom, Mary'nin bir avukatı olmadığını söylüyor.

Tom says Mary doesn't have a lawyer.

Tom Mary'nin bir avukatı olmadığını söylüyor.

Tom says Mary didn't have a lawyer.

Tom Mary'nin bir avukatı olmadığını söyledi.

- Tom said Mary didn't have a lawyer.
- Tom said that Mary didn't have a lawyer.

Tom, Mary'nin bir avukatı olmadığını söyledi.

- Tom said Mary didn't have a lawyer.
- Tom said that Mary didn't have a lawyer.

Sami kendi avukatı olacağına karar verdi.

Sami decided that he would be his own lawyer.

Sami'nin avukatı adli bir patolog tuttu.

Sami's attorney hired a forensic pathologist.

Sami, güvenilir avukatı Leyla Bekir'e seslendi.

Sami made a call to his trusted attorney, Layla Bakir.

- Sana göze alabileceğimiz en iyi avukatı tutacağız.
- Sana, gücümüzün yettiği en iyi avukatı tutacağız.

We'll get you the best lawyer we can afford.

Tom, Mary'nin bir boşanma avukatı gittiğini söyledi.

- Tom said Mary went to a divorce lawyer.
- Tom said that Mary went to a divorce lawyer.

Tom bir suç savunma avukatı olmak istiyordu.

Tom wanted to be a criminal defense lawyer.

Benim için işe aldığın o avukatı sevmiyorum.

I don't like that lawyer you hired for me.

Yapman gereken ilk şey bir avukatı aramak.

The first thing you should do is call a lawyer.

Karım avukatı aracılığı ile hariç benimle konuşmayacak.

My wife won't talk to me except through her lawyer.

Neyse ki, Tom'un iyi bir avukatı vardı.

Luckily, Tom had a good lawyer.

Sami'nin avukatı, jüri onu suçsuz bulduğunda şaşırmadı.

Sami's lawyer was not surprised when the jury found him not guilty.

Benim için daha da fazlası, avukatı da vurulurdu.

And more of the point for me, his lawyer would have been shot.

Tom, beyin fırtınası toplantısında şeytanın avukatı rolünü oynadı.

Tom played the role of devil's advocate at the brainstorming meeting.

Tom'un böyle iyi bir avukatı olmasa hapse girerdi.

- Tom would've gone to jail if he hadn't had such a good lawyer.
- Tom would have gone to jail if he hadn't had such a good lawyer.

Engelli onu onların en iyi avukatı olarak düşündü

The disabled considered her their best advocate.

"Bir avukatı bir ağaçtan nasıl alırsın?" "İpi kes"

"How do you get a lawyer out of a tree?" "Cut the rope".

- Tom avukatı olmadığını söyledi.
- Tom avukat tutmadığını söyledi.

- Tom said he didn't have a lawyer.
- Tom said that he didn't have a lawyer.

Ne Tom'un ne de Mary'nin bir avukatı var.

Neither Tom nor Mary has a lawyer.

- Bir avukatı işe aldığını biliyorum.
- Bir avukat tuttuğunu biliyorum.

- I know you hired a lawyer.
- I know that you hired a lawyer.

Sami'nin avukatı, jüri üyelerine polislerin yanlış kişiyi tutukladığını söyledi.

Sami's lawyer told the jurors that cops arrested the wrong person.

Sami'nin avukatı jüri üyelerinin zihinlerinde mantıklı şüphe yaratmak istiyordu.

Sami's lawyer wanted to create reasonable doubt in the minds of the jurors.

Tom'un avukatı jürinin Mary'nin güvenilebilir bir tanık olduğunu düşüneceğini düşünmüyordu.

Tom's lawyer didn't think that the jury would think that Mary was a reliable witness.

Dan'ın avukatı Dan'ın sorgulandığı odaya girmek için izin verilmesini talep etti.

Dan's lawyer demanded to be allowed into the room where Dan was being questioned.

Tom ve avukatı sadece birkaç dakika önce birlikte mahkeme salonunu terk ettiler.

Tom and his lawyer left the courtroom together just a few minutes ago.

Savunma avukatı onun beraatini güvenceye almak için Tom adına elinden geleni yaptı.

The defence attorney did his best on behalf of Tom to secure his acquittal.

O, şeytanın avukatı olmaktan usandı ve ne kadar aptalca olursa olsun, şimdi onların önerdiği her fikri kabul ediyor.

He got tired of being the devil's advocate and now agrees with every idea they suggest, no matter how dumb.