Translation of "Askıya" in English

0.010 sec.

Examples of using "Askıya" in a sentence and their english translations:

Askıya al.

Put it on ice.

Askıya alındım.

I got suspended.

Ceketini askıya as.

Hang your coat on the hook.

Oyun askıya alındı.

The game was suspended.

Şapkanı askıya as.

Hang your hat on the hook.

Tom askıya alındı.

- Tom got suspended.
- Tom was suspended.

Tom askıya alındı?

Tom has been suspended.

Paltonu askıya as.

Put your coat on a hanger.

Tom askıya alınmalı.

Tom should be suspended.

Tom askıya alınmadı.

Tom wasn't suspended.

Birkaç askıya ihtiyacım var.

I need some hangers.

Tom gömleğini askıya astı.

Tom put his shirt on a hanger.

O, ceketini askıya astı.

He hung his jacket on a hook.

O düşünceyi askıya al.

Hold that thought.

Benim lisansım askıya alındı.

My license has been suspended.

Tom muhtemelen askıya alınmayacaktır.

Tom won't likely be suspended.

Tom muhtemelen askıya alınacak.

- Tom is likely to be suspended.
- Tom will likely be suspended.

Tom askıya alınmış olmalıydı.

- Tom should've been suspended.
- Tom should have been suspended.

Tom, askıya alındığımı biliyordu.

Tom knew that I had been suspended.

Tom'un askıya alındığını biliyorum.

- I know Tom has been suspended.
- I know that Tom has been suspended.

Ceketini kapının yanındaki askıya as.

Hang your jacket on the hook by the door.

O, ceketini bir askıya astı.

He hung his coat on a hook.

Tom ödeme olmadan askıya alındı.

Tom has been suspended without pay.

Tom'un hapis cezası askıya alındı.

Tom's prison sentence was suspended.

Bu ceketi bir askıya as.

Put this coat on a hanger.

Lamba bir ağacın dalından askıya alındı ​​.

The lamp was suspended from the branch of a tree.

Demiryolu hizmeti sis yüzünden askıya alındı.

Railroad service was suspended because of the fog.

Kırışmasını istemediği için ceketini askıya astı.

He hung his blazer on a hanger because he didn't want it to get wrinkled.

Barış görüşmeleri bir süreliğine askıya alındı.

The peace talks have been suspended for a while.

Film bitene kadar kararımı askıya alacağım.

I'm going to suspend my judgment until the movie is over.

Tom bunu yaptığı için askıya alındı.

Tom got suspended for doing that.

Tom'un neden askıya alındığını merak ediyorum.

I wonder why Tom was suspended.

Ben işten bir hafta boyunca askıya alındım.

I was suspended from work for a week.

Facebook benim altı hesabımdan birini askıya aldı.

Facebook suspended one of my six accounts.

Polis olay yerinde Tom'un lisansını askıya aldı.

The police suspended Tom's licence on the spot.

- Hakem maçı erteledi.
- Hakem oyunu askıya aldı.

The referee suspended the game.

- Twitter hesabım spamden dolayı askıya alındı.
- Çok kişiye istenmeyen e posta gönderdiğim için Twitter hesabım askıya alındı.

My Twitter account is suspended because of spamming.

Altı Facebook hesabımdan biri, Facebook tarafından askıya alındı.

One of my six Facebook accounts was suspended.

- Tom lisansını askıya aldırdı.
- Tom'un ehliyetine el konuldu.

- Tom has had his licence suspended.
- Tom has had his license suspended.

Film sırasında, güvensizliğimi askıya almaya çalıştım, ama başaramadım.

During the movie, I tried to suspend my disbelief, but failed.

Bir müddet sonra Twitter hesabımın askıya alındığını gördüm.

I saw my Twitter account suspended after a while.

Bu güzergahtaki uçuş hava durumu nedeniyle askıya alındı.

Flights on this route have been suspended due to the weather.

- Tom'un ehliyetine el konuldu.
- Tom'un lisansı askıya alındı.

Tom's license has been suspended.

Bence hem Tom hem de Mary askıya alındı.

- I think both Tom and Mary have been suspended.
- I think Tom and Mary have both been suspended.

- Bir ay uzaklaştırma aldım.
- Bir ay için askıya alındım.

I got suspended for a month.

- Tom'un askıya alınıp alınmayacağından şüpheliyim.
- Tom'un açığa alınacağını sanmıyorum.

I doubt if Tom will be suspended.

Kazaya neden olan sürücü, askıya alınmış bir ehliyetle araba kullanıyordu.

The driver who caused the accident was driving with a suspended license.

Havai fişek gösterisi fırtına nedeniyle 30 dakika sonra askıya alındı.

The fireworks show was suspended after 30 minutes due to the thunderstorm.

- Tom muhtemelen bunu yapmayı kabul etmeyecek.
- Sanırım Tom askıya alındı.

- I think Tom has been suspended.
- I think that Tom has been suspended.

Daha sonra sivil toplum örgütlerinin girişimi sayesinde giriş yasağı askıya alındı

then the ban on entry was suspended thanks to the initiative of non-governmental organizations

O zamandan beri Kanada ve İran arasındaki diplomatik ilişkiler askıya alındı.

Since then, diplomatic relations between Canada and Iran have been suspended.

Bazı yük vagonları raydan çıktıktan sonra, hizmetler Chuo Hattı üzerinde askıya alındı.

After some freight cars were derailed, services were suspended on the Chuo Line.

- Fırtınadan dolayı yolda çalışma askıya alındı.
- Fırtınadan dolayı yol çalışmasına ara verildi.

Work on the road was suspended because of the storm.

En sevdiğim barımın küçüklere alkol sunmak nedeniyle askıya alınan alkol lisansı vardı.

My favorite bar had its liquor license suspended for serving alcohol to minors.

Yüksek düzeydekilerin emirlerine itaat ederken zihinsel gücüm askıya alınmış canlandırmada kaldı. Bu, orduda herkeste karakteristiktir.

My mental faculties remained in suspended animation while I obeyed the orders of the higher-ups. This is typical with everyone in the military.

Düşünce alanında, saçmalık ve sapkınlık dünyanın ustaları olarak kalır, ve onların hakimiyeti ancak kısa süreler için askıya alınır.

In the sphere of thought, absurdity and perversity remain the masters of the world, and their dominion is suspended only for brief periods.