Translation of "İngilizcesi" in English

0.009 sec.

Examples of using "İngilizcesi" in a sentence and their english translations:

İngilizcesi üzerinde çalışıyor.

He's working at his English.

Onun İngilizcesi mükemmel.

His English is perfect.

Onun İngilizcesi mükemmeldir.

Her English is excellent.

İngilizcesi şakır şakırdır.

She is a fluent speaker of English.

Bush'un İngilizcesi mükemmel.

Bush's English is perfect.

- İngiliz İngilizcesi ve Amerikan İngilizcesi arasında bazı farklar vardır.
- İngiliz İngilizcesi ve Amerikan İngilizcesi arasında bazı farklılıklar vardır.

There are some differences between British English and American English.

Britanya İngilizcesi ve Amerikan İngilizcesi arasında bazı farklar vardır.

There are some differences between British English and American English.

Onun İngilizcesi oldukça iyidir.

His English is quite good.

İngilizcesi şaşılacak kadar iyiydi.

Her English was surprisingly good.

Onun İngilizcesi gerçekten iyiydi.

Her English was really good.

Onun İngilizcesi gerçekten iyi.

His English is really good.

Onun İngilizcesi oldukça iyi düzeliyor.

His English is coming along pretty well.

Onun İngilizcesi benimkinden daha iyiydi.

Her English was better than mine.

Onun İngilizcesi çok hızlı ilerliyor.

His English is improving very quickly.

Onun İngilizcesi benimkinden daha iyidir.

His English is better than mine.

Onun İngilizcesi, Fransızcasından daha iyidir.

Her English is better than her French.

İngiltere'de doğdu, İngiltere İngilizcesi konuşuyor.

Born in England, he speaks British English.

Onun İngilizcesi çok daha iyi oldu.

His English has gotten a lot better.

Amerikan İngilizcesi konuşurken bu formu kullanmamalısın.

You shall not use this form while speaking American English.

Konuşma İngilizcesi ile daha çok ilgiliyim.

I'm more interested in spoken English.

Onun kökeninden dolayı, Kanada İngilizcesi hem Amerikan hem de İngiliz İngilizcesi ile ilgili özelliklere sahiptir.

Because of its origins, Canadian English has features of both American and British English.

Onun sadece İngilizcesi değil Fransızcası da akıcıdır.

- In addition to English, she speaks French fluently.
- She is not only fluent in English but speaks French fluently as well.

Amerikan İngilizcesi, İngiliz İngilizcesinden daha iyi değildir.

American English isn't better than British English.

Amerikan ve İngiliz İngilizcesi arasındaki fark nedir?

What's the difference between American and British English?

Amerikan İngilizcesi Avrupa'nın ortak dili oldu mu?

Has American English become the common language of Europe?

İngiliz İngilizcesi Amerikan İngilizcesinden pek çok yönden farklıdır.

British English differs from American English in many ways.

O İspanyolca konuşabilir ama onun İngilizcesi çok daha iyidir.

She can speak Spanish, but her English is much better.

Tom mükemmel Fransızca konuşuyor ama İngilizcesi pek iyi değil.

Tom speaks excellent French, but his English isn't very good.

En kısa sürede iyi bir iş İngilizcesi bilgisi edinmeniz gerekir.

You must acquire as soon as possible a good knowledge of business English.

En kısa sürede iyi bir iş İngilizcesi bilgisi edinmek zorundasın.

You have to acquire as soon as possible a good knowledge of business English.

Elizabeth İngilizcesi, Modern İngilizce konuşanları için bir yabancı dil gibidir.

Elizabethan English is like a foreign language to modern English speakers.

Tom en çok Amerikan İngilizcesi dinlemeyi seviyor fakat ayrıca İrlanda İngilizcesinin sesini de seviyor.

Tom likes listening to American English the most, but he also likes the sound of Irish English.

İngilizcesi "Ferris wheel" olan dünyanın ilk dönme dolabı Şikago'da yapıldı. Adını onu yapan George Washington Gale Ferris Jr.'dan almıştır.

The world's first Ferris wheel was built in Chicago. It was named after its constructor, George Washington Gale Ferris, Jr.

Tom'un İngilizcesi zaman zaman oldukça iyi görünsede, o sınırlarını biliyor gibi görünmüyor ve o bir hata yaptığında onu hatalı olduğuna ikna etmek imkansızdır.

Though Tom's English seems quite good at times, he doesn't seem to know his limitations and it's impossible to convince him that he's wrong when he makes a mistake.