Translation of "Tercih" in Chinese

0.013 sec.

Examples of using "Tercih" in a sentence and their chinese translations:

Oturmayı tercih ederim.

我更想繼續坐著。

Kahve tercih ederim.

我更喜欢咖啡。

Söylemeyi tercih etmiyorum.

我宁愿不说出来。

- O, Fransızcayı Almancaya tercih eder.
- Fransızcayı Almancaya tercih eder.

他喜歡法語勝過德語。

Yüzmeye gitmeyi tercih ederim.

我寧願去游泳。

Ondan kaçınmayı tercih ederim.

我宁愿避免这种事。

Pirinci ekmeğe tercih ederim.

比起面包,我更喜欢米饭。

Geçmişi unutmayı tercih ederim.

我宁愿忘记过去。

Kedileri köpeklere tercih ederim.

- 比起狗,我更喜欢猫。
- 與狗相比,我更喜歡貓。
- 較之于狗,我更喜欢猫。

Elmaları portakallara tercih ederim.

- 比起橘子,我更喜欢苹果。
- 相对于橙子,我更喜欢苹果。

Seninle olmayı tercih ederim.

我更愿意跟着你。

Okumayı yazmaya tercih ederim.

我喜歡閱讀多於寫作。

Onu yememeyi tercih eder.

他宁愿不吃这个。

Evde kalmanı tercih ederim.

我寧願你待在家裡。

Kalmayı gitmeye tercih ederim.

我寧願待在這裡而不去。

Evde kalmayı tercih ederim.

我寧願待在家裡。

- Oraya yalnız gitmeyi tercih etmem.
- Oraya yalnız gitmeyi tercih etmiyorum.

我寧可不要單獨去那裡。

Uyumayı tercih etmiyorum ve bu kitabı okumayı bitirmeyi tercih ediyorum.

我宁愿不睡觉也要看完这本书。

Ben çayı kahveye tercih ederim.

我喜歡茶勝過咖啡。

Otobüse binmektense yürümeyi tercih ederim.

我寧願走路勝過搭公車。

O, futbolu beyzbola tercih eder.

他喜歡足球勝過棒球。

Cuma günü gitmeyi tercih ediyor.

他宁愿星期五去。

Teslim olmaktansa ölmeyi tercih ederim.

我寧死不降

Pes etmektense ölmeyi tercih ederim.

我寧死也不投降。

Sütü meyve suyuna tercih ederim.

比起果汁,我比較喜歡牛奶。

Ben burada kalmayı tercih ederim.

我宁愿呆在这里。

Parke zeminleri halıya tercih ederim.

我喜歡硬木地板勝過地毯。

Sadece iki tercih hakkın var.

你只有兩種選擇。

Kırmızı şarabı beyaza tercih ederim.

我喜歡紅葡萄酒勝過白葡萄酒。

Teslim olmaktansa ölmeyi tercih ederdim.

我寧可死也不屈服。

Bisiklete binmeyi yürümeye tercih ederim.

我喜歡騎車勝過走路。

O, birayı şaraba tercih eder.

她喜欢啤酒胜过葡萄酒。

- Bunu yemektense aç gitmeyi tercih ederim.
- Bunu yemektense aç kalmayı tercih ederim.

我宁愿饿着也不吃这个。

- Otobüsten ziyade trene binmeyi tercih ederim.
- Otobüs yerine trene binmeyi tercih ederim.

与乘公交车相比,我更喜欢乘火车。

Seninle baş başa konuşmayı tercih ederim.

我想和你單獨談談。

Dışarı çıkmaktansa evde kalmayı tercih ederim.

比起出门,我更喜欢待在家。

Kadere razı gelmektense ölmeyi tercih ederim.

与其向命运妥协,我宁可自杀。

Mary saçlarını sarıya boyamayı tercih eder.

玛丽更想把头发染成金色。

Mutlu sonu olan romanları tercih ederim.

我偏好結局圓滿的小說。

Fakir olmayı zengin olmaya tercih ederim.

我更愿意贫穷而不是富裕。

Kliması olan bir odayı tercih derim.

我想要个有空调的房间。

Çalışmayı bir şey yapmamaya tercih ederim.

我寧願工作也不願閒著。

Bu akşam dışarı çıkmayı tercih etmiyorum.

我今天晚上寧可不要出門。

Facebook'ta kalmaktansa dışarı gitmeyi tercih ederim.

比起上Facebook,我更喜欢去外面。

Kırmızı şarabı beyaz şaraba tercih ederim.

我喜歡紅葡萄酒勝過白葡萄酒。

Onu kızdırmaktansa yalan söylemeyi tercih ederim.

你宁愿说谎也不愿让他生气吗?

Ben seninle evlenmektense ölmeyi tercih ederim!

我寧願死也不要跟你結婚!

- Hangisini tercih edersin, çay mı yoksa kahve mi?
- Çay mı, yoksa kahve mi tercih edersiniz?

你比較喜歡哪一個,茶還是咖啡?

Genel olarak, müşteriler miktarı kaliteye tercih ederler.

一般來說,消费者喜歡數量勝於質量。

O, çalışmayı bir şey yapmamaya tercih etti.

他更愿意工作而不是无所事事。

Ben mektupları hala elle yazmayı tercih ediyorum.

我更喜欢用手写信。

Hayır, ben hâlâ sebze yemeyi tercih ederim.

不,我还是喜欢吃蔬菜。

Süt mü yoksa kahve mi tercih edersiniz?

你喜欢牛奶还是咖啡?

Hava yolu ile seyahat etmeyi tercih ediyorum.

我寧願搭飛機旅行。

Sinemaya gitmektense sanat müzesine gitmeyi tercih ederim.

我想去美術館勝過去電影院。

Hangisini tercih edersin, elma mı yoksa muz mu?

你们比较喜欢什么,苹果还是香蕉?

Bu havada dışarıya gitmektense evde kalmayı tercih ederim.

我宁愿呆在家里也不要在这种天气中出门。

Hangisini tercih edersiniz, İlkbaharı mı yoksa Sonbaharı mı?

春天和秋天,你更喜欢哪个?

Hangisini tercih edersiniz? Bunu mu yoksa onu mu?

你喜欢哪一块?这块还是那块?

Kırmızı mı yoksa beyaz şarabı mı tercih edersin?

你比較喜歡紅酒還是白酒?

Ben de , beyaz çikolatayı , normal çikolataya tercih ederim.

比起普通的巧克力,我更喜欢白巧克力。

Hangisini tercih edersin, köpekleri mi yoksa kedileri mi?

狗和猫你更喜欢哪一个?

Diğerleri yenilik ararken, bazı insanlar uygunluk tercih eder.

有些人喜欢循规蹈矩,而有些人总喜欢寻求刺激。

Okulu asmayı ve video oyunları oynamayı tercih ederim.

我宁愿逃学也要玩电子游戏。

Senin karın olmaktansa onun fahişesi olmayı tercih ederim.

我寧願當他的蕩婦也不要當你的老婆。

- Bizim çocuklar köpek sever ama ben kediyi tercih ederim.
- Bizim çocuklarımız köpekleri sever fakat ben kedileri tercih ederim.

我们的孩子喜欢狗,但我更喜欢猫。

Doğrusunu söylemek gerekirse, dışarı çıkmaktansa evde kalmayı tercih ederim.

老實說,我其實想留在家中,不想出外的。

Pastaları ve şekerlemeleri alkole tercih ederim ama ben içerim.

比起酒來,我比較喜歡蛋糕、糖果,可是酒我也不是完全不喝的。

Britanyalı kadınların yüzde elli ikisi çikolatayı sekse tercih ediyor.

有百分之五十二的英國女性喜歡巧克力勝於性。

Bizim çocuğumuz köpekleri sever ama ben kedileri tercih ederim.

我们的孩子喜欢狗,但我更喜欢猫。

Hangisini tercih edersin, pirinç pilavı mı yoksa ekmek mi?

你比較喜歡哪一個,米飯還是麵包?

Bu sıcak havada dışarıya gitmektense evde kalmayı tercih ederim.

在这种暑天里我宁愿呆在家也不出去。

Hangisini içmeyi tercih edersin, çay mı yoksa kahve mi?

你喜欢喝茶;还是咖啡?

Bizim çocuklar köpek sever ama ben kediyi tercih ederim.

我们的孩子喜欢狗,但我更喜欢猫。

Annem benim şanslı numaralarımdansa loto makinesinin keyfi seçimini tercih eder.

我母亲宁愿选彩票机上的任意数字,也不选我的幸运数字。

Onun bana yapmamı söylediği gibi yapmaktansa tek başıma yaşamayı tercih ederim.

我寧願自己獨立生活也不要他來指使我。

- Onun altında çalışmaktansa istifa ederim.
- Onun emri altında çalışmaktansa işi bırakmayı tercih ederim.

与其让我在他手下干,我宁愿辞职。