Translation of "Soru" in Chinese

Güzel soru.

- 好问题。
- 好問題。
- 问得好。

Soru sormaktan korkma.

不要害怕發問。

Soru sormaktan çekinmeyin.

- 隨時問任何問題都可以。
- 尽管提问。

Soru var mı?

有什么问题吗？

Hiçbir soru sorma.

別提問。

Hiçbir soru sormayın.

別提問。

- O, iyi bir soru.
- Bu, güzel bir soru.

那是一個很好的問題。

- Bu aptalca bir soru.
- O aptalca bir soru.

这是一个愚蠢的问题。

Bir soru sorabilir miyim?

我能问个问题吗？

O iyi bir soru.

它是一個很好的問題。

Birkaç soru sorabilir miyim?

我能问一些问题吗？

Tom birkaç soru sordu.

湯姆問了幾個問題。

O aptalca bir soru.

这是一个愚蠢的问题。

Tom'a birkaç soru sordum.

我问了汤姆几个问题。

Çok fazla soru soruyorsun.

你问题太多了

O tuhaf bir soru.

真是奇怪的问题。

Şimdi Tom'a soru soramam.

我現在不能問湯姆。

Bu soru kolay değildir.

这个问题不简单。

- Sana saçma bir soru sormalıyım.
- Sana aptalca bir soru sormam gerekiyor.

我必须问你一个蠢问题。

Bu çok hassas bir soru.

這是條很微妙的問題。

Her öğrenciye bir soru soruldu.

每个学生都被问了一个问题。

O bana bir soru sordu.

她問了我一個問題。

Ona zor bir soru sordum.

我問了她一個難題。

O, bana bir soru sordu.

他問了我一個問題。

O cevaplaması zor bir soru.

那是一個很難回答的問題。

Sana bir soru sorabilir miyim?

我可以问你个问题吗？

Sana aptalca bir soru sorayım.

我来问个有点傻的问题。

O, okulum hakkında soru sordu.

她問了關於我學校的事。

Lütfen bana soru sormaktan çekinmeyin.

請隨便問問題。

O bana iki soru sordu.

他問了我兩個問題。

Bu soru 50 puan değerindedir.

本題佔五十分。

Ona kaza hakkında soru sordum.

我問他關於這個意外的事。

Ben Tony'ye bir soru sordum.

我問了 Tony 一條問題。

Eğer anlamıyorsan bir soru sor.

如果你不了解，就問問題。

O bize birkaç soru sordu.

她问了我们好几个问题。

Sana bir soru sormak istiyorum.

我想问你一个问题。

Şimdi tek soru eve nasıl gideceğimizdir.

现在我们唯一的问题是我们怎么回家？

Size birkaç soru daha sormak istiyorum.

我想問再你幾個問題。

Soru sorma. Sadece beni takip et!

别问问题。跟着我就行。

O çok iyi bir soru sordu.

她問了一個非常好的問題。

Tom'a çok soru soruyor gibi görünüyorsun.

你看來問了湯姆很多問題。

Polis hiç sana soru sordu mu?

警察盘问你了吗？

Tom'a işi hakkında hiç soru sorma.

别问汤姆他的工作的问题。

Soru soran öğrencileri sevmeyen öğretmenleri sevmiyorum.

我讨厌不喜欢学生问问题的老师。

Her bir çocuğa üç soru sordum.

我問了每個男孩三個問題。

Tom'a yeni kitabı hakkında soru sordum.

我問了湯姆關於他的新書的事。

Ekoloji hakkında ona birçok soru sordum.

我問了他許多關於生態環境的問題。

Bu soru bu kadar basit değil.

這個問題沒有那麼簡單。

Ben size birkaç soru daha sorabilir miyim?

我可以問你一些問題嗎？

Savcı bana cevabı yönlendiren bir soru sordu.

检察官问了我一个引导性的问题。

Bir soru sorduğun zaman bir cevap beklersin.

當你提出一個問題，你期望得到答案。

- Anlamıyorsan sor.
- Eğer anlamıyorsan bir soru sor.

如果你不懂，那就问。

- Soru var mı?
- Herhangi bir sorunuz var mı?

有什么问题吗？

Cevabı öğrenmek için gerçekten soru sorman gerekiyor mu?

你真的需要提问题来知道答案吗？

Böylesine kişisel bir soru sorduğum için lütfen beni affet.

請原諒我問了這樣一個私人的問題。

Biraz geçmişi araştırma yapıyorum, ve size birkaç soru sormak istiyorum.

我正在做一些历史研究工作，想问您几个问题。

Bu aptalca bir soru olabilir ama hangisi daha güçlüdür-Bir kaplan mı veya bir aslan mı?

这可能是个蠢问题，但是一头老虎和一头狮子哪个更厉害？