Translation of "Değer" in Chinese

0.011 sec.

Examples of using "Değer" in a sentence and their chinese translations:

Denemeye değer.

它值得一試。

Beklemeye değer.

它是值得等待的。

Konu tartışmaya değer.

這是值得探討的話題。

Teklifin düşünmeye değer.

你的提议值得考虑。

Bu film izlenmeye değer.

這部電影值得一看。

Bu kitap okumaya değer.

這本書值得一看。

Kyoto ziyaret etmeye değer.

京都值得游览。

Bu sorun tartışılmaya değer.

這個問題是值得討論的。

O film izlemeye değer.

那部电影值得一看。

Bu plan denemeye değer.

這個計劃值得一試。

O müzeyi ziyaret etmeye değer.

那个博物馆值得参观。

Napoli resmedilmeye değer bir şehirdir.

那不勒斯是一個風景如畫的城市。

O müzik defalarca dinlemeye değer.

这音乐值得听许多次。

O gerçekten buna değer miydi?

真的值得吗?

Bu bir milyon yen değer.

這值100萬日元。

Sanırım bu kitap okumaya değer.

我覺得這本書值得一讀。

Kuala Lumpur ziyaret etmeye değer.

吉隆坡值得一遊。

Bu film yeniden görmeye değer.

這部電影值得再看一遍。

Hayatı yaşamaya değer hale getir.

你讓生命值得活下去。

Bu gerçekten buna değer mi?

这样真的值得吗?

Bu gerçekten ona değer mi?

这真的值得吗?

Onun yeni romanı okumaya değer.

他的新小說值得一讀。

Bu kitap tekrar okumaya değer.

这本书值得再看一遍。

Onun alçakgönüllülüğü saygı duymaya değer..

他的謙遜值得尊敬。

Roma ziyaret etmeye değer bir şehirdir.

羅馬這個城市值得一遊。

O sağlığa zenginliğin üzerinde değer verir.

她覺得健康比財富重要。

İngilizcede kayda değer bir gelişme yaptı.

他的英語有了顯著的進步。

İkisinin arasında dikkate değer farklılıklar var.

两者之间有显著的差别。

Bu kitap iki kez okumaya değer.

這本書值得讀兩遍。

Bu eski kitap 50,000 yen değer.

這本舊書值5萬日元。

Sadece birkaç TV programı izlemeye değer.

- 只有为数不多的几个电视节目值得关注。
- 值得观看的电视节目寥寥无几。

Bence bu filmi iki kez görmeye değer.

我覺得這部電影值得一看再看。

Kültürel kalıntılarımıza değer verin; hepsi bizim görevimizdir.

爱护文物, 人人有责。

İsviçre görülmeye değer olan çok güzel bir ülkedir.

瑞士是一個非常漂亮的國家,值得一遊。

Bu sözlük çok pahalı ama satın almaya değer.

這本字典雖然很貴,但還是值得買的。

O palto çok paraya mal olmuş olabilir ama değer.

那大衣可能花了很多錢,但它值得。

Film en azından iki ya da üç kez izlemeye değer.

这部电影至少值得看两三遍。

Tayvan doları değer kazandı ve Tayvan ihracatının düşmesine neden oldu.

- 台幣上漲,造成台灣的出口貿易萎糜不振。
- 台幣上漲,造成台灣的出口貿易不振。

Eğer bu yapmaya değer bir işse hakkını vererek yapmak lazım.

如果值得一做,就值得做好。

- Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.
- Tüm insanlar özgür, değer ve hak bakımından eşit olarak doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler. Birbirlerine karşı kardeşlik düşünceleriyle davranmalıdırlar.
- Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.

人人生而自由,在尊严和权利上一律平等。他们赋有理性和良心,并应以兄弟关系的精神相对待。