Examples of using "поглощает" in a sentence and their turkish translations:
Siyah kumaş ışık emer.
Bu malzeme CO₂ emer.
Mercanların pigmentleri, zararlı morötesi ışığı emip
ışık yaymıyor veya soğurmuyor.
Ama ışık yaymıyor ya da soğurmuyor
Kuru kum su emer.
Dev bir sincap ağzını her seferinde düzinelerce küçük incir tohumuyla dolduruyor.
Vücudun bu maddeleri nasıl emdiğini bilmek istiyorum.