Examples of using "ландшафт" in a sentence and their turkish translations:
Ben bu manzarayı seviyorum.
İşte tekrar, Pilbara'da yer alan antik volkanik tabiat manzarası.
Çam ağaçlarıyla ve eğrelti otlarıyla kaplı bir manzara hayal edin.
Manzara tatsız ve monotondu.