Examples of using "жива" in a sentence and their turkish translations:
- O hayatta!
- O yaşıyor!
- O canlı!
Annen hâlâ yaşıyor mu?
- O hâlâ hayatta.
- O hâlâ yaşıyor.
Akvaryum balığı canlı.
Neden yaşıyorsun?
Köpeklerden biri canlıdır.
Tom'un annesi hâlâ hayatta.
Hayatta olduğu için şanslı.
Tom, Mary'nin hala hayatta olduğunu düşünüyor.
- Bu hâlâ hayatta.
- Bu hâlâ yaşıyor.
Şaşırdım, o yaşıyordu.
Hâlâ hayattayım.
Onun hâlâ hayatta olması bir mucize.
Köpek hala hayatta.
Hayatta mısın?
Hayattaydı.
Tom Mary'nin hayatta olduğundan emindi.
Tom, Mary'nin hâlâ hayatta olduğunu söylüyor.
Sağ salim olduğuna şükret.
Keşke o şimdi hayatta olsa.
Tom Mary'nin ölü mü yoksa hayatta mı olduğunu bilmiyor.
Tom Mary'nin ölü mü ya da diri mi olduğunu bilmiyor.
Tom, Mary'nin hayatta olduğundan emin değildi.
Annem hâlâ hayatta olsaydı bana yardım ederdi.
Kuş canlı mı yoksa ölü mü?
Fare canlı mı yoksa ölü mü?
Hayattayım.
Hayatta olduğunu, nefes aldığını görünce içim rahatladı.
Hâlâ hayattasın.
Onun zavallı köpeği hâlâ hayatta.
Hâlâ hayatta olmam şaşırtıcı.
Hayatta olduğum için minnettarım.
- Hayatta olduğunu biliyordum.
- Yaşadığını biliyordum.
Yaşadığın için şanslısın.
"Ah. Hayatta mısın?" "Evet. Herkes nerede?" "Bilmiyorum."
- Yılan diri mi yoksa ölü mü?
- Yılan sağ mı yoksa ölü mü?
- Yılan yaşıyor mu yoksa öldü mü?
Orada hayatta mısın?