Examples of using "господин" in a sentence and their turkish translations:
Bay Smith geldi.
Bay Smith geldi.
Bay Wang Çinlidir.
Bu Bay Smith.
Bu, Bay Pedro'dur.
Bay Smith geldi.
Bu Bay Yasuda.
O beyefendi kim?
- Bay Brown bir doktor mu?
- Bay Brown bir doktor mudur?
Bay Hirayama çok iyi bir öğretmendir.
Bu uzun boylu adam Bay Smith'tir.
Bay Jackson tarih öğretmenimiz.
Bay White, liberal bir politikacıdır.
Bay Smith iyi bir öğretmendir.
Bay Smith onun bir tanıdığı.
Bay Brown bir yün tüccarıdır.
Bay Fujiwara şimdi evde mi?
Hizmetinizdeyim, efendim.
- Merhaba, siz Bay Ogawa mısınız?
- Merhaba, Bay Ogawa mısınız?
Beyefendi bankanın önünde durdu.
Bay Hashimoto motoru çalıştırdı.
Bay Jackson bize Fransızca öğretiyor.
Bay Suzuki olağanüstü bir bilim adamıdır.
Bu son tren, efendim.
Bay Green bir tarih öğretmenidir.
Telefon bozuk, Bay Tamori.
O sırada Bay Brown hastaydı.
Bay White yaklaşık benim yaşımda.
Bay Brown Harvard'da öğretmenlik yapıyor.
- Sayın Hirayama çok iyi öğretir.
- Bay Hirayama çok iyi ders verir.
Bay Brown gözlüğünü arıyor.
Bay Wilson eviyle gurur duymaktadır.
- Bay Kato bize İngilizce öğretiyor.
- Bay Kato bize İngilizce öğretir.
Bay Smith bana İngilizce öğretmektedir.
Bay Brown bize İngilizce öğretiyor.
Bay Suzuki bize İngilizce öğretiyor.
Bay Thomas sorunu çözebilecek.
Bay Crouch, ne yapıyorsunuz?
Bay Spencer bir dükkanda çalışır.
Bay Tanaka sınavı geçti gibi görünüyor.
Lütfen arabadan inin, bayım.
O beyefendi bir doktor olmalı.
Bay Mailer yarına kadar burada kalacak.
Bir Bay Marconi seni görmek istiyor.
Bay Smith, oğlunun başarısından memnun.
Bay Ikeda yeni bir araba satın almak istiyor.
Bay Miller diye biri seninle görüşmek istiyor.
Bay Tanaka telefona istendiniz.
Bay Jones, Amerika Birleşik Devletleri'nde doğdu.
Bay Ito diye birisi seni görmek istiyor.
Git ve Bay Wilson'un evde olup olmadığına bak.
Bay Smith diye biri sizinle görüşmek için geldi.
Şu beyefendi genellikle bir şapka giyer.
Bay Wang bize Çince öğretir.
Sınıf öğretmenimiz Bay Tanaka evlendi.
Hey bayım! Kedimi yiyin, lütfen!
Bay Yamada personel bölümünden sorumludur.
Bay Mailer yarına kadar burada kalacak.
Bir Bay Brown telefonda seni istiyor.
Lisa, bu Bay Murata. O benim patronum.
Evet, benim. Siz Bay Nakano musunuz?
Bay Smith İngilizce konuşmaz, değil mi?
Sizinle tanışmak bir zevkti, Bay Tamori.
Bay Yamanaka, kendi yaşına göre genç görünüyor.
Bay Jackson öğrencilerden hediye kabul etmiyor.
Bay Ford'a kendini yetiştirmiş insan denilir.
Bay Yamada bize her gün bir sürü ev ödevi verir.
Ben tam Bay Isoda ile aynı hissediyorum.
Sen dışardayken Bay Jones diye biri geldi.
Bay Smith Jane'e kendisi ile evlenmesini rica etti.
Bay Smith onun bir tanıdığıdır.
Bay Roberto musunuz? Tutuklusunuz.
Bay Ou Japonca okumak için Japonya'ya geldi.
Senin yokluğunda Bay West adında biri aradı.
Bay Tanaka bize yeni doğmuş çocuğunun bir sürü resmini gösterdi.
Bay Suzuki, bildiğim kadarıyla, henüz Hawaii'den dönmedi.
Bay Johnson serbest meslek sahibidir ve mobilya tamiriyle uğraşır.
Bay Ricardo çok iyi bir öğretmendir.
- "Bay Ogawa değil misin?" "Evet, öyleyim. Size yardımcı olabilir miyim?"
- "Bay Ogava siz değil misiniz?" "Evet benim. Yardımcı olabilir miyim?"
- Bay Nakajima İngilizceye ek olarak Almancayı akıcı biçimde konuşabiliyor.
- Bay Nakajima, İngilizcenin yanı sıra, akıcı Almanca konuşabilir.
Bay Smith şimdi Kyoto'da yaşıyor.
Bay Suzuki oğlunu yurt dışında eğitim görme planından vazgeçmesi için ikna etti.
Bay Hopkins öyle bir yüksek sesle konuştu ki onu üst kattan duyabiliyordum.
Bay Thompson İskoçya'ya geri dönmeden önce iki yıl boyunca Tokyo'da yaşamıştı.
Bay Brown Japonca'yı çok iyi konuşur.
- Bay Yoshida Fransız tarihini çok iyi bilir.
- Yoshida bey fransız tarihinin mutfağındandır.
- Benim adım "Ricardo Bey" değil; sadece Ricardo veya Rick.
- Benim adım "Bay Ricardo" değil, sadece Ricardo veya Rick'tir.
Bay Sato hafta sonlarında okçuluk çalışması yapar.