Examples of using "ведро" in a sentence and their turkish translations:
Kovayı su ile doldurun.
Bir kova elma getir.
- Kovayı kumla doldur.
- Kovaya kum doldur.
Bana bir kova su getirin.
Kovayı suyla doldurdum.
Hemen bir kova verin!
Bu kova akıyor.
Bu kovanın içinde bir kurşun deliği var.
Bir kovaya ihtiyacım var.
Kovaya su doldurdum.
Tom kovasını kumla doldurdu.
Ben bir kova su alacağım.
Kova suyla doluydu.
O, kovayı suyla doldurdu.
Tom su kovasını boşalttı.
Kağıtları sepete at.
Tom bir kova su taşıyordu.
Tom kovayı suyla doldurdu.
- Kovayı suyla doldurdum.
- Kovayı su ile doldurdum.
Lütfen bu kovayı suyla doldur.
Tom kovayı kuyuya indirdi.
Tom kovayı soğuk su ile doldurdu.
Kovaya biraz kum koy.
elinize ya bir kova ya bir yer bezi ya da bir pompa alırsınız.
Tom çürük elmayı çöp kutusuna attı.
Reçel için tam bir kova elmayı soymak zorundayım.
Tom Mary'nin çürük elmayı çöpe atmasını rica etti.
Çöpe attıklarım artık işe yaramayacak şeyler.
ben de eve gideceğim ve yeni bir çöp kutusu alacağım.
Yangın olursa diye el altında her zaman bir kova su bulundur.
O kova paran için en iyi anlaşmadır.
Mary uyandırmak için Tom'un yüzüne bir kova soğuk su attı.
Çöp tenekesini incelediğini gördüğüm çocuk dört gündür bir şey yemediği söyledi.