Examples of using "Землю" in a sentence and their turkish translations:
Dünyayı sev.
Köpek yeri kokladı.
Yere uzanın.
Yapraklar toprağa düştü.
Denizciler karayı gördü.
O, toprağı suladı.
Güneş toprağı kuruttu.
Marslılar dünyayı fethettiler.
Toprağı sürüyorum.
Onlar toprağı işlediler.
Kamyon kumu yere döktü.
Sadece magandalar yere tükürür.
Yere saplayın.
Yaşlı adam yere düştü.
Uzakta arazi gördüm.
Yere bir elma düştü.
Tom yerde oturdu.
- Tom yere çöktü.
- Tom yere yığıldı.
Tom yere düştü.
Dünyayı korumamız gerekir.
- Dünya'yı döndüren nedir?
- Dünya'nın dönmesine ne neden olur?
O yere tükürdü.
Tom yere işaret etti.
Bardak yere düştü.
Yapraklar toprağa düştü.
Yere yattım.
Yuva yere düştü.
Leyla yere düştü.
Yere oturdu.
Uçak yere düştü.
Isının büyük kısmını zeminden kaybedersiniz.
Isının büyük kısmını zeminden kaybedersiniz.
kuyruklu yıldızın dünyaya çarpmak üzereyken atmosfer tarafından parçalandığı
Yaralı kuş yere düştü.
Yapraklar sessizce yere düşüyordu.
Uçak aniden düştü.
Adam yere düştü.
Gerçekçi ol.
İnsan şehirleri kalıntıları Dünyayı benekler.
Allah göğü ve yeri yarattı.
Tüm şeker yere düştü.
Tom silahı yere koydu.
Dünyayı nasıl kurtarabiliriz.
Ben ufukta kara görüyorum.
Silahlarını yere koy!
Kuru bir yaprak yere düştü.
O yere sosis düşürdü.
O bütün arazisini sattı.
Tom yerin dibine girmek istedi.
Allah canımı alsın ki.
- Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.
- Başlangıçta Tanrı gökleri ve yeri yarattı.
yeryüzüne yayılmasıyla oluşan harekete
bütün zararlı ışınlar yeryüzüne gelecek
Elmalardan biri yere düştü.
Kara ve güneşi görmek istiyorum.
Tom arazisini satmak istemiyor?
Her gün, göktaşları dünyaya düşer.
Allah-u Teala yeryüzünü altı günde yarattı.
Kâğıt uçak yavaşça yere doğru alçaldı.
Japonya'da arazi fiyatları çok yüksek.
Tom Mary'yi yere devirdi.
Onun yere tükürme alışkanlığı vardır.
Ekvator, Dünya'yı iki yarım küreye böler.
Gün ışığı ortalığı aydınlatır, acılar da ruhu.
Kendini acı içerisinde yere attı.
Singapur'da yere tükürmek bir suçtur.
Herkes çöksün!
Ekvator dünyayı iki yarımküreye böler.
Ağaçtan yere bir yaprak düştü.
Sanki bana bakıyordu ama aslında yere bakıyordu.
Saksının toprağını değiştirdi.
Japonya'da arazi fiyatları çok yüksektir.
Yerliler topraklarını istilacılara karşı savunmak zorundalar.
Tanrı, dünyayı gerçekten tek bir günde mi yarattı?
Tom'un yanında yere oturdum.
bu da izotop özelliğinde olan özdeş Dünya ve Ay'ı oluşturur.
Göklere sihir hâkimdir. Güneş'in saçtığı elektronlar Dünya'yı bombardımana tutar.
dünyada yeryüzüne çarpmadan önce hava infilak etti
Olduğum gibi yerin içine gireceğim
Sebzeler yetiştirmek için bu alanı kullanabilir miyim?
Biz ekime başlamadan önce toprağın sürülmüş olması gerekecek.
Bir adam çıplak elleri ile kazı yaparken görüldü.
Çiçekleri yere koydum ve eve gittim.
Yedi gün sonra tufan koptu.
Çiftleşme sona erdi. Yumurtalarını bırakmak için yerin altına gidiyor.
mars yüzeyinden kopan bazı parçalar dünyaya düşmüştü
İpe sıkıca tutunarak karaya güvenli bir şekilde geldim.
Işık dünyanın etrafında bir saniyenin 7.5 katı hızında seyahat eder.
Bir gün dünya'yı uzaydan görmek istiyorum.
Torunlarımıza temiz ve yeşil bir dünya bırakmak istiyoruz.
Allah canımı alsın ki bu ikimizin arasında kalacak.
bir çok balinanın karaya vurmasının sebebinin çok büyük bir oranı bu yüzden
O, üzerine ev inşa etmek amacıyla arsayı aldı.
Beni yere indir, Tom.
Büyük bir asteroid, dünyaya çarpsaydı ne olurdu?