Translation of "'se" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "'se" in a sentence and their turkish translations:

- Acalme-se.
- Acalme-se!
- Acalmem-se.
- Se acalme.

Sakin ol.

- Cuide-se.
- Cuide-se!
- Se cuida.

Kendine iyi bak.

Se não se trabalha, não se come.

Çalışmazsan yemek yemezsin.

- Se respeite.
- Respeite-se.

Kendinize saygı duyun.

- Cuide-se.
- Se cuida.

Kendine iyi bak.

- Se afaste.
- Afaste-se.

Kenara çekilin.

- Acalme-se.
- Acalme-se!

Sakin ol!

- Se salve.
- Salve-se.

Kendini kurtar.

- Vista-se.
- Vistam-se.

Elbiselerini giy.

- Explique-se.
- Se explique.

Kendinizi açıklayın.

- Esforce-se.
- Se esforça.

Elinden geldiğince çabala.

- Divirta-se.
- Diverte-te!
- Divirtam-se!
- Divirta-se!

Eğlenmenize bakın.

Sente-se! Não se levante.

Otur! Ayağa kalkma.

Se importa se eu entrar?

İçeri gelmemin bir sakıncası var mı?

Se você não se importa.

- Seni umursamıyorum.
- Sizin için bir sakıncası yoksa.

- Ele se barbeou.
- Se barbeou.

O tıraş oldu.

- Divirtam-se!
- Divirtam-se bem.

İyi eğlenceler.

Perdoa-se enquanto se ama.

Biri yaşadığı sürece bağışlar.

- Ninguém se incomoda?
- Ninguém se preocupa?
- Ninguém se importa?

Kimsenin umurunda değil mi?

- Não se mova.
- Não se mexa.
- Não se mova!

Kımıldama.

- Apresse-se!
- Apresse-se.
- Depressa!
- Apressa-te!
- Se apressa!

Acele et!

- Comporte-se.
- Comporte-se bem.
- Comportem-se.
- Comporta-te.

- Kendine gel.
- Terbiyeni takın.

- Tom se cortou ao se barbear.
- Tom se cortou enquanto estava se barbeando.

Tom tıraş olurken kendini kesti.

Instala-se em seu corpo se desenvolve e se espalha

vücuduna yerleşiyor gelişiyor ve yayılıyor

Mantêm-se juntos para se aquecerem.

Birlikten sıcaklık doğar.

Se o mundo deveria se proteger?

yoksa dünya kendini mi korudu?

Se você realmente se sente lento,

Eğer gerçekten kendinizi halsiz hissediyorsanız,

Você se importa se eu fumar?

Sigara içmemin bir sakıncası var mı?

- Tom apresentou-se.
- Tom se apresentou.

Tom kendini tanıttı.

- Tente acalmar-se.
- Tente se acalmar.

Sakinleşmeye çalış.

- Sente-se!
- Sente-se.
- Senta-te.

Oturun.

- Ele afastou-se.
- Ele se afastou.

Kaçtı.

- Ninguém se feriu.
- Ninguém se machucou.

Hiç kimse yaralanmadı.

- Eles se divertiram.
- Elas se divertiram.

Onlar eğlendiler.

- Você se divertiu?
- Vocês se divertiram?

Eğlendin mi?

- Ela se vestiu.
- Ela vestiu-se.

O giyindi.

- Mantenha-se focado.
- Se mantenha focado.

Konsantrasyonunu bozma.

Você pode se sentar se quiser.

İstersen oturabilirsin.

- Livre-se deles.
- Livre-se delas.

Onlardan kurtul.

Tom se cortou ao se barbear.

Tom tıraş olurken kendini kesti.

Ah, se ele se casasse comigo.

Keşke benimle evlense.

Ele aproximou-se e ajoelhou-se.

O yaklaştı ve dizlerinin üzerine düştü.

- Você se superou.
- Vocês se superaram.

Kendini geride bıraktın.

- Ele se vestiu.
- Ele vestiu-se.

O giyindi.

- Tom se vestiu.
- Tom vestiu-se.

Tom bazı giysiler giydi.

- Eles se abraçaram.
- Elas se abraçaram.

Onlar sarıldı.

- Eles se odiavam.
- Eles odiavam-se.

- Onlar birbirlerinden nefret ediyordu.
- Birbirlerinden nefret ettiler.

- Eles se beijaram.
- Elas se beijaram.

Öpüştüler.

Sentindo-se insultado, ele se enfureceu.

Kendine hakaret edildiğini hissettiğinde o sinirlendi.

- Vai se divertir.
- Vá se divertir.

Eğlenmeye git.

- Tente lembrar-se.
- Tente se lembrar.

Hatırlamaya çalış.

- Eles se amavam.
- Eles se gostavam.

Onlar birbirlerini sevdi.

- Você se machucou?
- Você se feriu?

Kendini yaraladın mı?

Se você não correr, se atrasará.

Eğer koşmazsan geç kalacaksın.

- Ele se ama.
- Ela se ama.

O kendini seviyor.

- Sirva-se.
- Serve-te.
- Sirvam-se.

Buyurun alın.

Tom se pergunta se é verdade.

Tom bunun doğru olup olmadığını merak ediyor.

Ah, se ela se casasse comigo.

Keşke benimle evlense.

- Você se perdeu?
- Vocês se perderam?

Kayboldun mu?

Tom se recusou a se acalmar.

Tom yerleşmeyi reddetti.

- Eles se foram.
- Elas se foram.

Onlar gitti.

Eles se recusaram a se render.

Teslim olmayı reddettiler.

- Não se gabe.
- Não se gabem.

- Böbürlenme.
- Böbürlenmeyin.

- Cuide-se.
- Se cuida.
- Sê cuidadoso.

Dikkatli ol.

- Você se importaria se falássemos disso depois?
- Você se importaria se nós falássemos disso depois?

Bunun hakkında daha sonra konuşup konuşmamızın bir sakıncası var mı?

- Tom agiu como se ele não se importasse.
- Tom agiu como se não se importasse.

Tom umursamıyormuş gibi davrandı.

- Como se parece?
- Como isso se parece?
- Como ele se parece?
- Como ela se parece?

- Neye benziyor?
- O neye benziyor?
- O nasıl?
- O nasıldır?

- Por favor, vista-se.
- Vista-se, por favor.
- Se vista, por favor.
- Por favor, vistam-se.
- Vistam-se, por favor.
- Se vistam, por favor.

Lütfen giyinin.

- Eles se ajudam mutuamente.
- Elas se ajudam mutuamente.
- Eles se ajudaram.

Onlar birbirlerine yardım ettiler.

- Eles se tornaram amantes.
- Elas se tornaram amantes.
- Tornaram-se amantes.

Onlar sevgili oldular.

- Você se importa se eu fumar?
- Importa-se que eu fume?

- Sigara içebilir miyim?
- Sigara içmemin sakıncası var mı?

- Como se chama?
- Como se chama isso?
- Como isso se chama?

Buna ne denir?

- Você não se incomoda se eu abrir a janela?
- Você se importa se eu abrir a janela?
- Você se incomoda se eu abrir a janela?

- Pencereyi açmamın bir sakıncası var mı?
- Pencereyi açabilir miyim?

- Você se sente sortudo?
- Você se sente sortuda?
- Vocês se sentem sortudas?
- Vocês se sentem sortudos?

Kendini şanslı hissediyor musun?

- Você se importaria se eu desse uma olhada?
- Você se importa se eu der uma olhada?

Bir göz atmamın bir sakıncası var mı?

- Você se importaria se eu desse uma olhada?
- Você se importaria se eu olhasse um pouquinho?

Bir göz atabilir miyim?

- Obrigado por se preocupar.
- Obrigada por se preocupar.
- Obrigado por se importar.
- Obrigada por se importar.

İlgilendiğin için teşekkür ederim.

Agora, se...

Şimdi...

E se

sanki

Cuide-se

Kendinize iyi bakın

Mumificando-se

kendini mumyalatıyor

Endireite-se.

Doğru otur.

Junte-se.

Birleşin.

Se manda!

Defol.

Anime-se!

Kendine gel!

Prepare-se.

Kendini hazırla.

Ajoelhe-se.

Dizlerinin üstüne çök.

Cuidem-se!

Kendinize dikkat edin!

Protejam-se!

Siper al!

Identifique-se.

Kendini tanıt.

Mexa-se.

Harekete geç.

Defendam-se.

Kendinizi savunun.

Controlem-se.

Kendinizi kontrol edin.

Assente-se!

Otur!

Controle-se!

- Kendini kontrol et!
- Kendine hâkim ol!

Foda-se!

Siktir git!

Divirta-se!

- Eğlenmenize bakın.
- Eğlenin!

Afaste-se!

- Defol.
- Yürü git!