Examples of using "Zwykle" in a sentence and their turkish translations:
Ben genellikle yürürüm.
Ben genellikle siyah ayakkabı giyerim.
Kediler genellikle köpeklerden nefret ediyor.
Her zamankinden daha güzel görünüyordu.
Ben genellikle akşamleyin duş alırım.
Genellikle saat sekizde kalkarım.
Ben her zamankinden daha geç vardım.
Biz genellikle pişmiş balık yeriz.
Tom genellikle sabah yüzer.
Akşamları genellikle ne izlersin?
Genellikle çok iyimsersin.
Pirinç pilavını genellikle çubuklarla yerim.
- Genelde hangi saatte uyanırsın?
- Genellikle ne zaman uyanırsın?
O günlerde genellikle
Genellikle saat kaçta kalkarsın?
Tren istasyonunun önünde genellikle taksiler var.
Biz genellikle, öğlenleyin öğle yemeği yeriz.
Merhaba Paul.Her zamanki gibi meşgul mü?
Masako okula genellikle yürüyerek gider.
Akşam genellikle evdeyiz.
Genellikle bulaşıkları yıkarım.
Genellikle bisikletle okula giderim.
Genellikle saat yedide kahvaltı yaparım.
Ben genellikle saat 6:00 da kalkarım.
Ben genellikle kırmızı et yemem.
Ben genellikle şafakta uyanırım.
Genellikle akşamları evde misin?
Genelde 6.30'da kalkarım.
genelde omurgayı, bazen de kaburgaları --
aniden yırtılabilir ya da parçalanabilir.
çünkü yeşil bitkiler genelde kaynak demektir.
Toplantı her zamankinden daha erken sona erdi.
Bu sabah her zamankinden daha erken kalktım.
Çocukların genellikle ailelerine inancı var.
Müzisyenler genellikle eleştiriye duyarlıdır.
Normalden daha meşgul değilim.
Tom akşamları genellikle evde.
Her zamanki gibi anahtarı masaya koydu.
Genelde bu tür yerlerde yemek yemem.
- Hafta sonlarında normalden daha geç kalkarım.
- Hafta sonlarında her zamankinden daha geç kalkarım.
Tom genellikle bu odada uyur.
Her zamankinden biraz daha geç yatmaya gittim.
O genellikle köpeğini ucuz köpek maması ile besler.
Ne yiyeceğine genellikle nasıl karar verirsin?
Genellikle saat kaçta kahvaltı yersin?
Genellikle akşam evde misin?
Biz genellikle yazın kışın olduğundan daha yoğunuz.
Tom'la konuşurken genellikle hangi dili kullanırsın?
Bir cümlenin genellikle öznesi ve yüklemi vardır.
- Babam genellikle akşam yemeğinden sonra televizyon izler.
- Babam genellikle akşam yemeğinden sonra televizyon seyreder.
Bugün her zamankinden biraz daha sıcak, değil mi?
Her zamanki gibi saat onda yatmaya gitti.
Bozuk paramı genellikle masamın çekmecesine atarım.
Pirinç pilavı Japonya'da genellikle çubukla yenir.
Japon öğrencileri genellikle öğle yemeği için ne yer?
Tom genellikle öğleden sonranın ilk saatlerinde uykulu hissediyor.
Tom akşam yemeği yerken genellikle CNN izler.
Tom genellikle akşam yemeğini yerken haberleri izler.
Biz iş paraya geldiğinde genelde streslerimiz hakkında konuşmayız.
Ben yaz tatili sırasında genellikle saat onda yatmaya gittim.
Yatmadan önce genelde ceplerindeki tüm bozuk paraları çıkartıp masaya boşaltır.
Babam pazar günü genellikle evdedir.
Tom her zamankinden daha geç ofise geldi.
Çocukken genellikle okuldan sonra beyzbol oynardım.
- Mike, uçaklar genelde böyle mi sarsılırlar?
- Mike, uçaklar genellikle böyle mi sarsılırlar?
Kaykayların genellikle tekerlekli patenlerden daha ucuz olduklarını düşünüyorum.
Midem genellikle baharatlı yemek yedikten sonra biraz bozuluyor.
Tom Pazartesi öğleden sonraları genellikle çalışmak zorunda değildir.
Orangutanlar çoğu zaman palayla öldürülüyor veya benzinle yakılıyor.
Aynı zamanda onları ele veriyor. Çoğu av hüsranla sonlanıyor.
Genelde bu büyük maymunlar yapraklardan oluşan yuvalarında uyur.
O yorgun olduğu için her zamankinden daha erken yatmaya gitti.
Doktorlar anne sütü ile beslenen çocukların genellikle daha sağlıklı olduğunu söylüyor.
Noel arifesi genellikle diğer günlerden daha sessizdir.
Parlak dolunayın altında... ...ailesinden normalden fazla uzaklaşıyor.
Normalde, anneleri doğum yapınca su samuru yavruları aileden ayrılır.
Ben genellikle okula bisikletimle giderim. Ofise demek istiyorum.
İngilizce uluslararası bir izleyici kitlesiyle konuşurken, oldukça sık tercih edilen bir dildir.
Eğer o büyük bir öğle yemeği yerse, genellikle öğleden sonra uyur.
Tom genellikle sabahları evden ayrılmadan önce hava raporunu izler.
Düşük kaliteli uykusu olan kişiler daha uzun süre uyumaya çalışırlar,
On sekizinci yüzyılın sonlarında, Amerikalı için bir pasaport genellikle Amerika Birleşik Devletleri Başkanı tarafından imzalanırdı.
Tom bu sabah işe her zamankinden daha geç vardı. Sebebini merak ediyorum.
Onun ebeveynleri Fransız olduğu için, Tom genellikle evde Fransızca konuşur.