Examples of using "Wodzie" in a sentence and their turkish translations:
Aşırı sığ bir suda.
Buz su içinde erir.
Yarayı sıcak suya tutmak.
buz tabakası altında suyun saklı olduğu,
Suda doğal bir şekilde daha rahat hissetmeye başlıyorsun.
Hem suda hem de karada.
Pudra suda çözünür.
Onları tuzlu suda yıkadık.
Venedik sular üzerinde bir şehirdir.
Şeker su içinde çözünür.
Şeker suda çözünür.
Venedik, İtalya Sular üzerinde yükselen şehir
Şeker sıcak suda çözülür.
Şeker, sıcak suda erir.
İyileştiriyoruz, banyo ekliyoruz, su temin ediyoruz.
Havadan gelen oksijen suda çözülür.
Su aygırları serinlemek için gündüz sıcağında suda durur.
Vücutlarını kaplayan alıcılar sayesinde de... ...sudaki hareketleri sezerler.
Sudaki küçük bir miktar insan kanı bile köpek balıklarını millerce uzaktan çekebilir.