Examples of using "Widzicie" in a sentence and their turkish translations:
Görüyor musunuz?
Görüyor musunuz?
Larvaları gördünüz mü?
Larvaları gördünüz mü?
Gördünüz mü?
Bakın, orada bir el arabası var.
Evet, baksanıza! Larvaları gördünüz mü?
Şimdi ne görüyorsunuz?
Küçük fıstık parçalarını görüyor musunuz?
Tomurcukları gördünüz mü?
İçindeki şeyleri görüyor musunuz?
Baksanıza, diş izleri var! Gördünüz mü?
Bakın, şu küçük tüyleri görüyorsunuz.
Bakın, geriye doğru kıvrıldığını görebilirsiniz.
Bakın, oradaki hayvan izlerini görebilirsiniz.
Bundan çıkan süt benzeri şeyi görüyor musunuz?
Üstündeki sinekleri görüyor musunuz?
Tomurcukların uçlarını görüyor musunuz?
Baksanıza, yakalanmış bir cırcır böceği bile var, gördünüz mü?
bu sıvıların çıkmaya başladığını görebilirsiniz.
Yaprakların kenarındaki şu küçük şeyleri görüyor musunuz?
Durun. Baksanıza. Üstündeki sinekleri görüyor musunuz?
Hem de böyle bir günde güneş de olmaz.
Hem de böyle bir günde güneş de olmaz.
Tarantula, gördünüz mü? Bakın, üzeri kumla kaplı.
Oradaki deliği gördünüz mü? Yılan deliği.
Bir tanesini çıkartalım. İşte. Gördünüz mü? Bu tam olarak sindirilmemiş.
Aradığı şey şurada, leşi görüyorsunuz, değil mi?
İyi bir buluş oldu. Aferin size. Bakın, burada biraz ışık var, gördünüz mü?
Bu kanyonların ne kadar kafa karıştırıcı olduğunu görüyorsunuz.
Gölü ve taş ocağını görüyor musunuz? Oldukça uzak bir mesafe!
Arkasındaki zehir kesesini gördünüz mü?
Demek istediğimi vurgulamak için ne yaptığımı herkes görebiliyor mu?
Şuna bakın. Arkasındaki zehir kesesini gördünüz mü?
Birazcık, aynen böyle. Kürekle. İşte böyle. Ver bana.
Karaçalının üzerindeki çiçeği gördünüz mü? Sarı olan kısmı?
Arabamı görüyor musun?
Sık sık söylüyorum "İngilizce yayınla ya da yok et". Fakat gördüğünüz gibi hala yaşıyorum.