Translation of "Widzicie" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Widzicie" in a sentence and their turkish translations:

Widzicie?

Görüyor musunuz?

Widzicie?

Görüyor musunuz?

Widzicie czerwie?

Larvaları gördünüz mü?

Widzicie czerwie?

Larvaları gördünüz mü?

Widzicie go?

Gördünüz mü?

Widzicie tamten wózek?

Bakın, orada bir el arabası var.

Zobaczcie! Widzicie czerwie?

Evet, baksanıza! Larvaları gördünüz mü?

Co widzicie teraz?

Şimdi ne görüyorsunuz?

Widzicie małe kawałki orzechów?

Küçük fıstık parçalarını görüyor musunuz?

Widzicie te małe pączki?

Tomurcukları gördünüz mü?

Widzicie to w środku?

İçindeki şeyleri görüyor musunuz?

Spójrzcie, ślady zębów! Widzicie?

Baksanıza, diş izleri var! Gördünüz mü?

Widzicie te maleńkie włoski?

Bakın, şu küçük tüyleri görüyorsunuz.

Widzicie? Zaczyna się zwijać.

Bakın, geriye doğru kıvrıldığını görebilirsiniz.

Widzicie tropy zwierząt tutaj?

Bakın, oradaki hayvan izlerini görebilirsiniz.

Widzicie ten mleczny sok?

Bundan çıkan süt benzeri şeyi görüyor musunuz?

Widzicie te muchy na tym?

Üstündeki sinekleri görüyor musunuz?

Widzicie te małe końcówki pąków?

Tomurcukların uçlarını görüyor musunuz?

Widzicie? Jest tu złapany świerszcz.

Baksanıza, yakalanmış bir cırcır böceği bile var, gördünüz mü?

widzicie, cały sok zaczyna cieknąć.

bu sıvıların çıkmaya başladığını görebilirsiniz.

Widzicie te maleńkie, zębate krawędzie liści?

Yaprakların kenarındaki şu küçük şeyleri görüyor musunuz?

Popatrzcie! Widzicie te muchy na tym?

Durun. Baksanıza. Üstündeki sinekleri görüyor musunuz?

Jak widzicie, dziś nie ma słońca.

Hem de böyle bir günde güneş de olmaz.

Jak widzicie, dziś nie ma słońca.

Hem de böyle bir günde güneş de olmaz.

Ptasznik, widzicie? Jest całkowicie pokryty piaskiem.

Tarantula, gördünüz mü? Bakın, üzeri kumla kaplı.

Widzicie ten dół? To gniazdo węża.

Oradaki deliği gördünüz mü? Yılan deliği.

Wyjmę jeden. Widzicie go? Nie został strawiony.

Bir tanesini çıkartalım. İşte. Gördünüz mü? Bu tam olarak sindirilmemiş.

To o to mu chodzi! Widzicie padlinę?

Aradığı şey şurada, leşi görüyorsunuz, değil mi?

Dobra zdobycz. Dobra robota! Widzicie tam światło?

İyi bir buluş oldu. Aferin size. Bakın, burada biraz ışık var, gördünüz mü?

Teraz widzicie, jak mylące są kaniony szczelinowe.

Bu kanyonların ne kadar kafa karıştırıcı olduğunu görüyorsunuz.

Widzicie jezioro i kamieniołom? To daleko w dole!

Gölü ve taş ocağını görüyor musunuz? Oldukça uzak bir mesafe!

Widzicie ten mały worek z jadem z tyłu?

Arkasındaki zehir kesesini gördünüz mü?

Czy widzicie, co zrobiłem, żeby zaznaczyć mój punk widzenia?

Demek istediğimi vurgulamak için ne yaptığımı herkes görebiliyor mu?

Spójrzcie. Widzicie ten mały worek z jadem z tyłu?

Şuna bakın. Arkasındaki zehir kesesini gördünüz mü?

Odrobinę, w ten sposób, motyką. Widzicie? Daj mi to.

Birazcık, aynen böyle. Kürekle. İşte böyle. Ver bana.

Widzicie ten mały kwiatek na kolcoliście? Ten taki mały i żółty?

Karaçalının üzerindeki çiçeği gördünüz mü? Sarı olan kısmı?

- Widzicie mój samochód?
- Widzi pan mój samochód?
- Widzi pani mój samochód?

Arabamı görüyor musun?

Często mówią mi "publikuj po angielsku albo giń". Ale, jak widzicie, wciąż zyję.

Sık sık söylüyorum "İngilizce yayınla ya da yok et". Fakat gördüğünüz gibi hala yaşıyorum.