Translation of "Uwielbia" in Turkish

Uwielbia tygrysy.

O, kaplanları seviyor.

Tom uwielbia tańczyć.

Tom dans etmeyi sever.

On uwielbia baseball.

O, beyzbolu sever.

Emily uwielbia słodycze.

Emily şekerlemeleri sever.

Tom uwielbia czekoladę.

Tom çikolata seviyor.

Ona uwielbia śpiewanie.

O, şarkı söylemeyi seviyor.

Tom uwielbia podróżować.

Tom seyahat etmeyi sever.

Tom uwielbia wędkowanie.

Tom balık tutmayı seviyor.

Tom uwielbia hazard.

Tom kumar oynamayı sever.

Tom uwielbia makaron.

Tom makarnayı sever.

Nikt nie uwielbia wojen.

Hiç kimse savaşı sevmez.

Mój kot uwielbia kocimiętkę.

Benim kedim kedi nanesini sever.

On uwielbia swojego dziadka.

Dedesini çok sever.

On uwielbia oglądać telewizję.

O, TV izlemeyi sever.

Ona uwielbia starszego brata.

O, ağabeyine hayrandır.

Ona uwielbia pisać wiersze.

O şiir yazmaya çok düşkündür.

Moja matka uwielbia muzykę.

Annem müziği sever.

Susie uwielbia japońską muzykę.

Susie Japon müziğini seviyor.

On uwielbia łowić ryby.

O balık tutmayı seviyor.

Większość kobiet uwielbia robienie zakupów.

Birçok kadın alışverişi sever.

On uwielbia chodzić do teatru.

O, tiyatroya gitmeyi sever.

Moja babcia uwielbia oglądać telewizję.

- Büyükannem televizyon izlemeyi seviyor.
- Anneannem televizyona bakmayı sever.
- Babaannem TV izlemeyi sever.

Tom uwielbia rozmawiać o sztuce.

Tom sanat hakkında konuşmayı seviyor.

On uwielbia słuchać muzyki klasycznej.

- O, klasik müzik dinlemeyi seviyor.
- Klasik müzik dinlemeyi sever.

Ona uwielbia słuchać muzyki klasycznej.

O klasik müzik dinlemeyi seviyor.

Mój ojciec uwielbia grać na gitarze.

Babam gitar çalmayı sever.

- Tom uwielbia książki.
- Tom kocha książki.

Tom kitapları sever.

Wiesz, jak bardzo Tom uwielbia chińskie jedzenie.

Tom'un Çin yemeklerini ne kadar çok sevdiğini biliyorsun.

Wiele dzieci uwielbia kanapki z masłem orzechowym.

Çoğu çocuk fıstık ezmeli sandviç yemekten hoşlanır.

- Tom uwielbia dobrze się bawić.
- Tom lubi dobre imprezy.

Tom iyi bir partiyi sever.

- On kocha jeździć na wycieczki.
- Uwielbia jeździć na wycieczki.

- O seyahat etmeyi sever.
- Gezmeyi sever.

Tom uwielbia filmy o zombie i ogląda je, kiedy tylko może.

- Tom zombi filmlerini sever ve fırsat buldukça seyreder.
- Tom zombi filmlerini sever ve fırsat buldukça izler.