Examples of using "Położył" in a sentence and their turkish translations:
O silahı yere bıraktı.
O sırtüstü uzandı.
Tom cüzdanını masanın üstüne koydu.
O, kitabı masanın üstüne koydu.
Tom gazeteyi masaya koydu.
Tom yumurtaları bir tabağa koydu.
Tom tepsiyi sehpanın üstüne koydu.
Tom tepsiyi masaya koydu.
Tom elini benimkinin üstüne koydu.
Her zamanki gibi anahtarı masaya koydu.
Tom kartlarını masaya koydu.
Tom sırt çantasını masaya koydu.
O, tabakları üst rafa koydu.
Işığı kapattı ve yatmaya gitti.
Tom çantasını yanındaki koltuğa koydu.
Tom çöp tenekesine kapağı geri koydu.
Tom kahve kupasını piknik masasına koydu.
Tom anahtarlarını yemek masasına koydu.
Tom bir tebessümle kartlarını masaya koydu.
Tom başka bir belge çıkardı ve masanın üzerine koydu.
Tom çantasını masaya koydu ve onun kilidini açtı.
Tom sandviç tabağını Mary'nin önündeki masaya koydu.
Tom saatini çıkardı ve masanın üzerine koydu.
Konuşmasında vurguladığı her ifadeyi not aldım.
Tom yanındaki yolcu koltuğuna büyük bir piknik sepeti koydu.
Tom soğutmak için pastayı mutfak penceresi eşiğine koydu.
Tom cebinden biraz para çıkardı ve onu masanın üstüne koydu.