Examples of using "Kolor" in a sentence and their turkish translations:
kan rengine,
Tom renk değiştirdi.
Daha açık bir renk tercih ederim.
Alex "renk!" diye cevap verecektir.
En sevdiğim renk kırmızı.
Ben de bu rengi severim.
Yeşil, benim en sevdiğim renktir.
En sevdiğim renk kırmızı.
Tom'un en sevdiği renk mavidir.
Bu rengi seviyorum.
Bütün dağ sonbaharda renk değiştirir.
Sarı rengi severim.
Hangi rengi tercih edersin, mavi mi yoksa yeşil mi?
Renk yıkamada bile solmayacak.
Onun hangi renkten hoşlandığını biliyor musun?
Senin doğal saç rengin ne?
Onu yıkasanız bile rengi çıkmaz.
Onun hangi rengi sevdiğini düşünüyorsun?
Bunun uyarısı da sırtlarındaki canlı renk.
Onun saçı renk olarak benimkine benziyordu.
Mavi ve sarıyı karıştırırsan hangi rengi alırsın?
Ama siyah mürekkep beyninizin boşlukta yiyecek var sanmasını sağlıyor.
Odanızı istediğiniz herhangi bir renkte boyayabiliriz.
ve yukarılara doğru mermerin rengindeki değişimin farkındaydım.
- Favori rengim mavidir.
- En sevdiğim renk mavidir.
Elbisen ne renk?
En sevdiğim renk kahverengidir.
Mutfağı boyamak için bir renk seçmenin bu kadar zor olduğunu asla düşünmemiştim.
Tom bu rengi sevmez.
Mavi ve yeşil renkleri çok iyi görebilen omurgasızlar için karşı konulmazdırlar.