Examples of using "일어나고" in a sentence and their turkish translations:
İklim değişikliği gerçekleşiyor,
Bu, şimdi bir gerçek.
Aslında, günümüzde bu zaten oluyor.
şehir genelinde elektrik kesintisi,
Hepsinin çekim gücü birleşince en güçlü gelgitler oluşur.
Tam da burada yaşanıyor.
Dylann Roof ve Charleston katliamları,
ilginç bir şey fark ettim.
yüzey altında neler olduğu hakkında bir fikir verir.
Tarihin en hızlı nesil tükenme hızını yaşıyoruz
bizi alevli güneşin altında pişirecek çılgın sıcaklık dalgaları.
Bence ülkemizde gerçekleşen olayların da gösterdiği üzere
doğduğum ülkeye ne yaptığını anlamamdan önce.
Bölücü söylemin altında neler yatıyordu?
Yeni kimyalar yaratılır, insanların farkındalığı artar
Atatürk'e dönüp ülkemize neler oldu ya diyen Türkler.