Examples of using "못합니다" in a sentence and their turkish translations:
Öğrenemezler.
Bu doğru değil.
asla bir araya getirilemez
aynen bu şekilde elinizin içinden geçebiliyor.
Filler zar zor görebiliyor.
halkın yasal bir duruş sergileme hakkı yok.
Milyoner bir CEO'nun sokaktaki adam için konuşması mümkün bile değil.
Birçok güve, yetişkin olarak sadece birkaç gün yaşar.
Kendi yolunuzdaki sorunları fark etmiyorsunuz
Çoğu zaman mükemmelliği hedefleriz ancak hiçbir zaman bir şey yapmayız
Cesaret olmazsa da bilinmeyene asla adım atamayız.
İnsanlara değerleri kadar ödenmiyor.
Koca gözlerini hedefinden ayırmayan saldırgan bir avcı.
Ancak bunların çoğu bizlerin görebildiği olaylar değil.
Bizim gibi o da ay ışığında pek renk göremez.
Ay ışığı, iç içe geçmiş ormandan içeri sızmakta zorlanıyor.
eğer sadece veri göstergesiyse bütünü temsil etmiyor olabilir.
Dişi puma görebiliyor. Guanako ise neredeyse kör.
Fakat yaşam boyu bu nasıl gelişiyor henüz bilmiyorum.
Gece görüşü domuzunkinden yedi kat daha iyi. Yaklaşmakta olan tehlikeden bihaberler.
Fakat kısa bacaklarla uzun duvarlara tırmanılmaz. Yoğun sokaklardan da geçilmez.