Examples of using "다행히" in a sentence and their turkish translations:
Neyse ki acil durum telsizimiz var.
Ama kazmaya yetecek kadar kum var.
Fakat, şükürler olsun ki bir çözüm var.
Ama neyse ki gerek kalmadı.
Neyse ki, böyle bir şey var:
o düşünülemez şeyi yapmaktan beni alıkoydu
Çok şükür, o çatlağın derinliklerine inmeyi başardı.
Şansımıza, Newark şehri Newarklıların daha iyisini hak ettiğine karar verdi