Translation of "‎전에" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "‎전에" in a sentence and their turkish translations:

당신이 아프기 전에 당신에게 발생하기 전에.

daha hasta olduğunuzu hissetmeden önce bile.

얼마 전에

Bir süre önce,

138억 년 전에

On üç virgül sekiz milyar yıl önce,

5만 년 전에

Elli bin yıl önce,

수십만 년 전에

Yüzlerce, binlerce yıl önce,

그리고, 10억여년 전에,

ve böylece son birkaç milyar yıl içinde

구멍으로 들어가기 전에 잡죠

O deliğe girmeden önce yakalamaya çalışalım.

한 세기 전에 만들어졌으며

Bir asırdan daha önce yapılmış,

저는 지금으로부터 47년 전에 태어났습니다

47 yıl önce doğdum.

저는 지금으로부터 47년 전에 태어났습니다

Bundan 47 yıl önce doğdum.

1900년대 초반에, 히틀러에게 전용되기 전에

1900'lerin başında, Hitler tarafından tahsis edilmeden önce

우리가 타기 전에 확인하길 잘했어요

Ona binmeden önce bunu öğrenmemiz daha iyi oldu.

자, 내려가기 전에 횃불을 던질게요

Pekâlâ, başlamadan önce bunu atacağım.

‎또다시 밤이 오기 전에 말이죠

...güneşin sıcağının tadını çıkarma vakti.

제가 법정 판사석에 앉기도 전에

kendisi ben kürsüye çıkmadan önce

하지만 우리가 새로운 치료법들을 적용하기 전에

ancak bu yeni yöntemleri uygulamadan önce

수천 년 전에 만들어진 종교적인 상징들처럼

Binlerce yıl önce yaratılan dini sembollerimiz gibi

공룡이 멸종되기 200만년 전에 일어난 일입니다.

son dinozorun ölümünden 200 milyon yıl önce yaşandı.

다시 말하기 전에 10까지 속으로 세세요.

tekrar konuşmadan önce 10'a kadar sayın ve bekleyin,

제가 퇴원하기 3주 전에 세상을 떠났죠.

ama üç hafta önce ölmüştü.

인간의 면역계는이 바이러스를 보지 못했습니다 전에.

Hiçbir insanın bağışıklık sistemi bu virüs ile karşılaşmadı.

전에 생각했던 카드에 그 카드의 숫자를 더하세요.

seçtiğiniz kartın değerini bir önceki sayınla toplayın.

저는 알아챘습니다. 첫 번째 농담을 던지기도 전에

ilk esprimi bile yapmadan önce

‎보기 드문 광경입니다 ‎전에 목격된 적도 없겠지만요

Ya hiç görülmemiş ya da nadiren şahit olunan bir şey.

‎산소가 고갈되기 전에 ‎새우는 먹이를 찾아야 하죠

Tekenin, oksijen tamamen bitmeden yemek bulması gerek.

두어 주 전에 그녀 사건은 종결짓고 풀어줬답니다.

ve birkaç hafta önce dosyasını sonlandırmıştım.

해가 지기 전에 데이나를 찾긴 어려울 것 같네요

Dana'yı geceden önce bulacak gibi görünmüyoruz.

그럼 몇 시간 내버려 두고 동트기 전에 확인하겠습니다

Bunu birkaç saat açık bırakıp alaca karanlıkta kontrol edeceğiz.

해가 뜨기 전에 암벽 밑 바닥쪽으로 이동을 했습니다.

ve duvarın dibine güneş doğmadan vardım.

그리고 각각의 칩에 수백만 달러의 비용을 쏟아붓기 전에

ve çip tasarımlarımıza ince ayar yapmak,

저희 가족은 6년 전에 한국에서 아르헨티나로 이민을 왔고

Altı yıl öncesinde Kore’den Arjantin’e

나아지기 전에 더 나빠질 것만 같은 시간들도 있었습니다.

Ayrıca daha iyi olmadan daha kötüye gidebileceğim dönemler oldu.

"어, 피고, 전에 정신과 치료 받으신 적 있나요?"

"Eeee, psikiyatrist tarafından daha önce tedavi edildiniz mi?"

남들이 침대에서 일어나기도 전에 그는 매일 연습을 했죠.

Henüz birçok insan yatağından çıkmamışken, o, her gün pratik yapıyordu.

그리고 전에 없던 신기술이 등장하고 정치적, 경제적 변화가 가중될수록

beklenmeyen teknolojik, siyasi ve ekonomik değişimde

그래서 다른 해결책은 빨래할 때 극세사가 세탁물에서 떨어지기 전에

Diğer bir çözüm ise çamaşır yıkanırken mikrofiberleri dökülmeden yakalan

좀 전에 "우리 백인들에게 무슨 일이 일어난 걸까요?" 라고 했죠.

Dikkat ederseniz "Biz beyaz insanların sorunu ne?" dedim.

하지만 그 전에 이 약품을 해결해야 해요 서늘하게 보관할 방법을 찾아야죠

Ama bunu yapmadan önce bu ilaçları halletmeliyiz. Onları serin tutacak bir şey yapmalıyız.

‎첫 번째 알들은 ‎거의 두 달 전에 산란되었고 ‎이제 부화하기 시작합니다

İlk yumurtalar yaklaşık iki ay önce bırakıldı. O yumurtalardan yavrular çıkmaya başladı.

‎갓 태어난 새끼 ‎여섯 마리 때문입니다 ‎불과 몇 시간 전에 태어났죠

Altı yeni doğmuş yavru. Birkaç saatlikler.

남쪽에서는 이제 폴란드군이 우티차를 점령했는데, 러시아군들은 철수하기 전에 그곳에 불을 질렀다.

Güneyde Polonyalı birlikler şimdi Utitsa'yı aldı, Ruslar geri çekilmeden önce alev aldı.

‎많은 동물이 색을 구별하여 ‎과일을 찾습니다 ‎눈으로 보기 힘들어지기 전에 ‎마지막 식사 시간이죠

Pek çok hayvan meyve bulmak için renkli görüşten faydalanır. Görmek iyice zorlaşmadan önce son kez yemek gerek.

‎22도까지 떨어져 견딜 만하죠 ‎이 코끼리 가족은 해가 뜨기 전에 ‎마실 물을 찾아야 합니다

22 dereceye düşen sıcaklığa katlanılabiliyor. Bu fil ailesi güneş çıkmadan içme suyu bulmak zorunda.