Examples of using "사냥하는" in a sentence and their turkish translations:
Tungara kurbağalarını avlayan bir yırtıcı var.
İşte gece şehirde avlanan sarı renkte bir fırsatçı.
yapay ışık eşliğinde fok avladığının bilindiği dünyadaki tek yer.
Hatta bu ışığı avlanmakta da kullanıyor olabilirler. Belki de sadece gösterinin tadını çıkarıyorlardır.