Translation of "見事!" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "見事!" in a sentence and their turkish translations:

お見事!

Harika!

- お見事!
- よくやった!

Aferin.

見事テストに合格しました。

Sınavı çok başarılı bir biçimde geçtim.

そして 見事合格しました

ve tahmin edin ne oldu, geçtim.

これも 見事合格しました

Tahmin edin ne oldu, yine geçtim.

見事な眺めの 船上レストランです

ya da muhteşem manzaralı bir teknedeki restoran gibi fikirlerdir.

君は見事にやってのけた。

Mükemmel bir iş yaptın.

- お見事!
- よくやった!
- 上出来!

- Aferin!
- İyi iş çıkardın!

そのオーロラは実に見事だった。

O aurora gerçekten etkileyiciydi.

- すごいぞ!
- すごい!
- お見事!
- 素晴らしい!
- 見事!
- 流石!
- さすが!
- すんごい!
- すごーい!

Harika!

その選手は見事に再起した。

Oyuncu muhteşem bir dönüş yaptı.

彼は試験に見事に成功した。

O, sınavı başarıyla geçti.

オリンピックの閉会式は見事であった。

Olimpiyatların kapanış töreni harikaydı.

- すごいぞ!
- お見事!
- 素晴らしい!

Muhteşem!

ネイは見事な撤退戦を行い脱出した

Ney dahice geri çekilme ve savaşma stratejisi uyguladı ve kaçtı

- すごいぞ!
- すごい!
- お見事!
- 素晴らしい!

- Harika!
- Fevkalade!
- Vay canına!

このホテルは見事な海の景色が見渡せる。

Bu otel harika bir deniz manzarasına sahip.

ナポレオンをテーマにしたシャンパン、ナポレオンの剣やピストルの見事なレプリカ、

Napolyon temalı şampanya… ve Napolyon kılıçlarının ve tabancalarının çarpıcı kopyaları…

見事な独立キャンペーンで、彼はオーストリア人をニースの近くに拘束し、

Parlak bir bağımsız kampanyada, Avusturyalıları Nice yakınlarında tuttu, sonra onları

その日本庭園には石が見事に配置されている。

Kayalar Japon tarzı bahçede güzel biçimde düzenlendi.

- 彼のスイングは実に見事だ。
- 彼は完璧なスイングの持ち主だ。

Onun mükemmel bir salıncağı var.

。 ネイは4対1で数を上回り、見事な戦闘撤退を行い

kuşatma ve yok etme umuduyla sürpriz bir saldırı başlattı . Ney, dörde bir üstündeydi, harika bir mücadele geri çekildi ve

その見事なケーキをみてよだれが出そうになったよ。

Muhteşem kek ağzımı sulandırdı.

そこで何が起こったのかを彼は見事に書き表した。

O, orada ne olduğu ile ilgili güzel bir açıklama yazdı.

- この桃はじつに見事なものだ。
- この桃は芸術品だよ。

Bu şeftali bir güzelliktir.

誕生間もない頃は 惑星たちが見事に協和していました

var oluşlarının ilk zamanlarında son derece entoneydiler.

ました。 彼らの決定は、第6軍団がエルヒンゲンで見事な行動を勝ち取り、

emirleri görmezden gelmeye teşvik etti. Kararları, Altıncı Kolordu Elchingen'de

さて 患者数は少ないように見えますが 見事な成果が出ました

Sayıları az görünüyor olabilir fakat tedavinin sonuçları olağanüstüydü.

そのような利点は、彼がウルムでマックのオーストリア軍の見事な包囲を達成するのを助けました。

Bu tür avantajlar, Mack'in Avusturya ordusunun Ulm'deki çarpıcı kuşatmasını elde etmesine yardımcı oldu.

は、ビクター将軍からの重要な支援のおかげで、見事な勝利を収めることができました。

, General Victor'un çok önemli desteği sayesinde muhteşem bir zafer kazandı.

彼は会社をくびになったんだけど、わざわい転じて福となすで、見事独立したから偉いよ。

Eski şirketi ona kazık attı. Fakat onun kötü şansını iyiye çevirmesine ve kendi işinde daha da iyisini yapmasına hayranım.

- 彼女はほんとにきれいな声で歌いますね!
- なんと見事に彼女は歌うのだろう。
- なんとみごとに歌を歌うのでしょう。

Ne kadar da güzel şarkı söylüyor!