Examples of using "心配するな。" in a sentence and their turkish translations:
Testin sonucundan endişelenme.
Merak etmeyin. Tamam.
Böyle bir şey için endişe etmeyin.
- Boş ver!
- Önemli değil!
- Hiç düşünme!
Endişelenme. Ben seninle kalacağım.
Endişelenmeyin. Onu yaparsınız.
Böyle aptalca bir şey için endişe etme.
"Bizim trenimiz saat 9'da ayrılıyor" - "Merak etmeyin. Biz bunu yapacağız."
Endişelenme. Bu yaygın bir hata.
Bu büyük bir anlaşma değil. Onun hakkında endişelenme.
Bu konuda endişe etmeyin.
- O konuda endişelenme.
- Onu dert etmeyin.
Merak etmeyin!
- Endişelenme.
- Üzülme.
- Merak etme.
- Takma kafana.