Translation of "Soffre" in Turkish

0.031 sec.

Examples of using "Soffre" in a sentence and their turkish translations:

- Soffre di osteoporosi.
- Lei soffre di osteoporosi.

O, kemik erimesinden muzdarip.

- Soffre di depressione.
- Lei soffre di depressione.

O bir depresyonda.

Tom soffre d'insonnia.

Tom'un uyuyamama hastalığı var.

Tom soffre d'asma.

- Tom astım hastası.
- Tom astımdan muzdarip.

Soffre di ipotensione.

O düşük kan basıncından muzdarip.

- Mio cugino soffre di osteoporosi.
- Mia cugina soffre di osteoporosi.

Kuzenim kemik erimesinden muzdarip.

- Soffre di una malattia cronica.
- Lei soffre di una malattia cronica.

O kronik bir hastalıktan muzdarip.

Tom soffre di osteoporosi.

Tom Osteoporoz'dan muzdarip.

Mary soffre di osteoporosi.

Mary kemik erimesinden acı çekiyor.

Emily soffre di vertigini.

Emily yükseklikten korkar.

Tom soffre il solletico.

Tom gıdık alıyor.

Quell'uomo soffre di oblomovismo.

O adam Oblomovluktan muzdarip.

Tom soffre di vertigini.

Tom yüksekten korkar.

Tom soffre di aracnofobia.

Tom'un örümcek korkusu var.

Tom soffre di dislessia.

Tom'da disleksi var.

Tom soffre di aviofobia.

- Tom aviofobiden muzdarip.
- Tom uçma korkusundan muzdarip.
- Tom uçuş korkusundan muzdarip.
- Tom uçak korkusundan muzdarip.
- Tom uçak korkusu çekiyor.
- Tom uçağa binme korkusu çekiyor.

- Tom soffre di bruciore di stomaco.
- Tom soffre di acidità di stomaco.

Tom'un midesi ekşidi.

Mio padre soffre di osteoporosi.

Babam kemik erimesinden acı çekiyor.

Mio fratello soffre di osteoporosi.

Erkek kardeşim osteoporoz sıkıntısı çekiyor.

Mia sorella soffre di osteoporosi.

Kız kardeşim osteoporozdan muzdarip.

Tom soffre di apnea notturna.

Tom'un uyku apnesi sorunu var.

Mio fratello soffre di autismo.

Erkek kardeşimin otizmi var.

Mia moglie soffre di polmonite.

Eşim zatürreden dolayı acı çekiyor.

Tom soffre di ansia sociale.

Tom sosyal anksiyeteden acı çekiyor.

Tom soffre di sclerosi multipla.

Tom çoklu doku sertleşmesinden muzdarip.

- Tom spesso soffre di mal di testa.
- Tom soffre spesso di mal di testa.

Tom sık sık baş ağrısı çeker.

Un governo soffre di affari civili.

Hükümet sivil ilişkilerden zarar görüyor.

Tom soffre di un dolore cronico.

Tom kronik ağrıdan muzdarip.

- Soffri d'insonnia?
- Soffre d'insonnia?
- Soffrite d'insonnia?

Uykusuzluktan muzdarip misin?

Tom soffre di mal di testa.

Tom baş ağrılarından dertli.

Tom soffre ancora di mal di testa.

Tom'un hala baş ağrısı var.

- Tom ha molto dolore.
- Tom soffre molto.

Tom çok acı içinde.

Mia madre soffre spesso di mal di testa.

Annem sık sık baş ağrısı çeker.

- Soffri il solletico?
- Tu soffri il solletico?
- Soffre il solletico?
- Lei soffre il solletico?
- Soffrite il solletico?
- Voi soffrite il solletico?

Sen gıdıklanır mısın?

- Tu soffri, vero?
- Lei soffre, vero?
- Voi soffrite, vero?

- Izdırap içindesin, değil mi?
- Acı içindesin değil mi?

- Tom sta soffrendo di cancro.
- Tom soffre di cancro.

Tom kanserden dolayı acı çekiyor.

Mia figlia, in quanto piccola, soffre spesso di attacchi d'asma.

Kızım, bir çocuk olarak, sıklıkla astım atakları geçirdi.

Ogni autore soffre del blocco dello scrittore di tanto in tanto.

Her yazar zaman zaman yazarın bloğundan muzdarip olur.

Il mio cuore soffre per i bambini che muoiono di fame in Africa.

Kalbim Afrika'da açlık çeken çocuklar için ağrıyor.

- Soffri di acidità di stomaco?
- Soffre di acidità di stomaco?
- Soffrite di acidità di stomaco?
- Soffri di bruciore di stomaco?
- Soffre di bruciore di stomaco?
- Soffrite di bruciore di stomaco?

Mide ekşimen var mı?