Translation of "Piatti" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Piatti" in a sentence and their turkish translations:

- Lava i piatti.
- Lavate i piatti.
- Lavi i piatti.

Bulaşıkları yıka.

- Ho lavato i piatti.
- Io ho lavato i piatti.
- Lavai i piatti.
- Io lavai i piatti.

Bulaşıkları yıkadım.

- Ha sciacquato i piatti.
- Lei ha sciacquato i piatti.
- Sciacquò i piatti.
- Lei sciacquò i piatti.

O, bulaşıkları duruladı.

- Lavo i piatti.
- Sto lavando i piatti.
- Io sto lavando i piatti.

Bulaşıkları yıkıyorum.

- Avete dei piatti regionali?
- Hai dei piatti regionali?
- Ha dei piatti regionali?

Herhangi bölgesel yemekleriniz var mı?

- Laveremo i piatti.
- Noi laveremo i piatti.

Bulaşıkları yıkayacağız.

- Laverà i piatti.
- Lei laverà i piatti.

Bulaşıkları yıkayacak.

- Laverà i piatti.
- Lui laverà i piatti.

Bulaşıkları yıkayacak.

- Laverò i piatti.
- Io laverò i piatti.

Ben bulaşıkları yıkayacağım.

- Laveranno i piatti.
- Loro laveranno i piatti.

Bulaşıkları yıkayacaklar.

- Per piacere, pulisci quei piatti.
- Per favore, pulisci quei piatti.
- Per piacere, pulisca quei piatti.
- Per favore, pulisca quei piatti.
- Per piacere, pulite quei piatti.
- Per favore, pulite quei piatti.

Lütfen bu tabakları yıka.

- Perché non lavi i piatti?
- Perché non lava i piatti?
- Perché non lavate i piatti?

Neden bulaşıklarını yıkamıyorsun?

- Lava i piatti, per favore.
- Lavi i piatti, per favore.
- Lavate i piatti, per favore.

Lütfen bulaşıkları yıka.

- Hai già lavato i piatti?
- Ha già lavato i piatti?
- Avete già lavato i piatti?

Zaten bulaşıkları yıkadın mı?

- Devo lavare i piatti.
- Io devo lavare i piatti.

Bulaşıkları yıkamak zorundayım.

- Tom ha sciacquato i piatti.
- Tom sciacquò i piatti.

Tom bulaşıkları duruladı.

- Solitamente lavo i piatti.
- Solitamente io lavo i piatti.

Genellikle bulaşıkları yıkarım.

- Tom ha lavato i piatti.
- Tom lavò i piatti.

Tom bulaşıkları yıkadı.

- Non laviamo i piatti.
- Noi non laviamo i piatti.

Biz bulaşıkları yıkamayız.

- Non laverò i piatti.
- Io non laverò i piatti.

Bulaşıkları yıkamayacağım.

- Stava lavando i piatti.
- Lei stava lavando i piatti.

- O, bulaşıkları yıkıyordu.
- Bulaşıkları yıkıyordu.

- Sto lavando i piatti.
- Io sto lavando i piatti.

Bulaşıkları yıkıyorum.

Lavo i piatti.

- Bulaşıkları yıkıyorum.
- Ben bulaşıkları yıkıyorum.

- Potresti lavare i piatti, per favore?
- Potresti lavare i piatti, per piacere?
- Potreste lavare i piatti, per favore?
- Potreste lavare i piatti, per piacere?
- Potrebbe lavare i piatti, per favore?
- Potrebbe lavare i piatti, per piacere?

Lütfen bulaşıkları yıkar mısın?

- Non hai ancora lavato i piatti?
- Tu non hai ancora lavato i piatti?
- Non ha ancora lavato i piatti?
- Lei non ha ancora lavato i piatti?
- Non avete ancora lavato i piatti?
- Voi non avete ancora lavato i piatti?

Henüz bulaşıkları yıkamadın mı?

- Mi aiuterai a lavare i piatti?
- Mi aiuterà a lavare i piatti?
- Mi aiuterete a lavare i piatti?

Bulaşıkları yıkamama yardım eder misin?

- Tocca a te lavare i piatti.
- Tocca a lei lavare i piatti.
- Tocca a voi lavare i piatti.

Bulaşıkları yıkama süresi sende.

- Hai finito di lavare i piatti?
- Ha finito di lavare i piatti?
- Avete finito di lavare i piatti?

Bulaşıkları hallettin mi?

- Mi aiuteresti a lavare i piatti?
- Mi aiutereste a lavare i piatti?
- Mi aiuterebbe a lavare i piatti?

Bulaşıkları yıkamama yardım eder misin?

- Ho appena lavato i piatti.
- Io ho appena lavato i piatti.

Bulaşıkları az önce yıkadım.

- Non abbiamo lavato i piatti.
- Noi non abbiamo lavato i piatti.

Bulaşıkları yıkamadık.

- Non ha lavato i piatti.
- Lei non ha lavato i piatti.

O, bulaşıkları yıkamadı.

- Dopo cena, ho lavato i piatti.
- Dopo cena, lavai i piatti.

Akşam yemeğinden sonra bulaşıkları yıkadım.

Mary laverà i piatti.

Mary bulaşıkları yıkayacak.

Tom laverà i piatti.

Tom bulaşıkları yıkayacak.

Dove sono i piatti?

Tabaklar nerede?

I piatti sono sporchi.

Tabaklar kirli.

- L'ho aiutato a lavare i piatti.
- Lo aiutai a lavare i piatti.

Onun bulaşıkları yıkamasına yardım ettim.

- L'ho aiutata a lavare i piatti.
- La aiutai a lavare i piatti.

Onun bulaşıkları yıkamasına yardım ettim.

- Grazie per aver lavato i piatti.
- Grazie per avere lavato i piatti.

Bulaşıkları yıkadığın için teşekkürler.

- Potresti aiutarmi a lavare questi piatti?
- Potreste aiutarmi a lavare questi piatti?

- Bu bulaşıkları yıkamama yardımcı olabilir misin?
- Bu bulaşıkları yıkamama yardım edebilir misin?

- Vai ad aiutare a lavare i piatti.
- Andate ad aiutare a lavare i piatti.
- Vada ad aiutare a lavare i piatti.

Git ve bulaşıkları yıkamaya yardım et.

- Non le dispiace lavare i piatti.
- A lei non dispiace lavare i piatti.

O, bulaşıkları yıkamayı umursamadı.

- L'ho aiutata a lavare i piatti.
- Io l'ho aiutata a lavare i piatti.

Ona bulaşıkları yıkaması için yardım ettim.

- Tom ha messo i piatti in lavastoviglie.
- Tom mise i piatti in lavastoviglie.

Tom bulaşıkları bulaşık suyuna koydu.

- Tom ha mangiato due piatti di spaghetti.
- Tom mangiò due piatti di spaghetti.

Tom iki tabak spagetti yedi.

- Tom ha finito di lavare i piatti.
- Tom finì di lavare i piatti.

Tom bulaşıkları yıkamayı bitirdi.

- Hanno molti piatti differenti da provare.
- Loro hanno molti piatti differenti da provare.

Onların denemek için birçok farklı yemekleri var.

- Sono quello che lava sempre i piatti.
- Io sono quello che lava sempre i piatti.
- Sono quella che lava sempre i piatti.
- Io sono quella che lava sempre i piatti.

Her zaman bulaşıkları yıkayan benim.

Tu lavi i piatti, Ben.

Sen bulaşıkları yıka, Ben.

Quali piatti di carne servite?

Ne çeşit et yemeklerini servis yapıyorsunuz?

Tom sta lavando i piatti.

Tom bulaşıkları yıkıyor.

Tom sta sciacquando i piatti.

Tom bulaşıkları duruluyor.

Non ci sono piatti puliti.

Hiç temiz tabak yok.

Ho già lavato i piatti.

Bulaşıkları zaten yıkadım.

Solitamente io lavo i piatti.

Genellikle bulaşıkları yıkarım.

Tom ha i piedi piatti.

- Tom'un düz ayakları vardı.
- Tom düztabandır.

Michael ha rotto i piatti.

Michael tabakları kırdı.

Tom non laverà i piatti.

Tom bulaşık yıkamayacak.

Non ho lavato i piatti.

- Bulaşıkları ben yıkamadım.
- Bulaşıkları yıkamadım.

Tom non laverebbe i piatti.

Tom bulaşıkları yıkamazdı.

Questi piatti non sono puliti.

Bu tabaklar temiz değil.

- I piatti sono stati mandati al tavolo sbagliato.
- I piatti furono mandati al tavolo sbagliato.
- I piatti vennero mandati al tavolo sbagliato.

Tabaklar yanlış masaya gönderilmiş.

- Il mio lavoro è lavare i piatti.
- Il mio impiego è lavare i piatti.

Benim işim bulaşıkları yıkamaktır.

- Vendiamo piatti di metallo, carta e legno.
- Noi vendiamo piatti di metallo, carta e legno.

Metal, kağıt ve tahta tabaklar satarız.

Mio padre lava spesso i piatti.

Babam sık sık bulaşıkları yıkar.

Ho quasi fatto cadere i piatti.

Ben neredeyse tabakları düşürüyordum.

Ci sono due piatti sul tavolo.

- Masanın üzerinde iki tabak var.
- Masanın üstünde iki tabak var.

Tom non ha lavato i piatti.

Tom bulaşıkları yıkamadı.

A chi tocca lavare i piatti?

Bulaşıkları yıkamak için kimin sırası?

Porti via i piatti, per favore.

Lütfen bu yemekleri götürün.

Non ho ancora lavato i piatti.

Ben henüz bulaşıkları yıkamadım.

- Il cuoco prepara dei piatti diversi ogni giorno.
- Il cuoco prepara dei piatti differenti ogni giorno.

Aşçı her gün farklı yemekler hazırlar.

- Tom lascia spesso i piatti sporchi nel lavandino.
- Tom lascia spesso dei piatti sporchi nel lavandino.

Tom kirli bulaşıkları çoğunlukla lavaboda bırakır.

- Tutto quello che devi fare è lavare i piatti.
- Tutto quello che deve fare è lavare i piatti.
- Tutto quello che dovete fare è lavare i piatti.

Yapman gereken bütün şey bulaşıkları yıkamak.

- Non posso sciacquare i piatti. Non c'è acqua.
- Io non posso sciacquare i piatti. Non c'è acqua.

Bulaşıkları durulayamıyorum. Su yok.

- Tom ha detto a Mary di lavare i piatti.
- Tom disse a Mary di lavare i piatti.

Tom Mary'ye bulaşıkları yıkamasını söyledi.

Per piacere porta i piatti in cucina.

Lütfen bulaşıklarınızı mutfağa taşıyın.

Ha appena finito di lavare i piatti.

Bulaşıkları yıkamayı henüz bitirdi.

Dieci piatti di carta costano un dollaro.

On kağıt tabağın maliyeti bir dolar eder.

Il mio lavoro è lavare i piatti.

Benim işim bulaşık yıkamaktır.

I piatti sono stati prodotti a Taiwan.

Tabaklar Tayvan'da üretildi.

I bicchieri e i piatti erano rotti.

Bardaklar ve tabaklar kırıldı.

Il suo lavoro è lavare i piatti.

Onun işi bulaşıkları yıkamaktır.

A Tom non piace lavare i piatti.

Tom bulaşık yıkamayı sevmez.

Lascio spesso i piatti sporchi nel lavandino.

Genellikle lavaboda kirli bulaşık bırakıyorum.

C'era una grande varietà di piatti nel menù.

- Menüde çok çeşitli yemekler vardı.
- Menüde büyük bir çeşitlilikte yemekler vardı.

Credevo di averti detto di lavare i piatti.

Bulaşıkları yıkamanı söylediğimi sanıyordum.