Examples of using "Cameriere" in a sentence and their turkish translations:
Senin garsonunum.
Garson, sipariş vermek istiyorum.
Senin garsonunum.
Garson tarafından göz ardı edildim.
Garsona ihtiyaç var.
Bu gece hizmetçiniz olacağım.
Hala garson olarak mı çalışıyorsun?
Garson çorbaya tükürdü.
Garson nerede?
Garson, üç tane kahve lütfen.
Garson, hesap lütfen.
Garsondan faturayı istedin mi?
Garson, bana bir peçete lazım.
Mary garsona hakaret etti.
Tom bir garson.
Garsonu bekliyorum.
- Tom garsonluk yaptı.
- Tom garson olarak çalıştı.
Ben üç yıl boyunca bir garson olarak çalıştım.
O bir garson ve aktördür.
Tom garsondan menüyü istedi.
İşte hizmetçi geliyor.
Sen hâlâ bir garsonsun, değil mi?
Sen bir garson değilsin, değil mi?
Dan garson kızlardan birine yardım etti.
Üç yıldır bir garson olarak çalışıyorum.
John yüksek sesle garsonu çağırdı.
Oğlana bahşiş bırakmak lazım.
Garson, bana biraz su getir lütfen.
Benim adım Tom ve bu gece sunucunuz olacağım.
O bir sahil restoranda garsondur.
Affedersin, garson. Çorbamda bir saç var.