Examples of using "Számlát" in a sentence and their turkish translations:
Bir hesap açın.
Garson, hesap lütfen.
Bir hesap açmak istiyorum.
Çeki ödedim.
- Hesap lütfen.
- Hesap, lütfen.
O bir yatırım hesabı açtı.
Hesabı ben ödeyeceğim.
- Hesabı sana göndereceğim.
- Hesabı size göndereceğim.
- Faturayı sana göndereceğim.
- Faturayı size göndereceğim.
Sana bir fatura göndereceğim.
Tom tasarıyı imzaladı.
Tom faturayı ödedi.
Faturayı ödedin mi?
- Hesap lütfen.
- Hesap, lütfen.
- Hesabı paylaşalım.
- Hesabı kırışalım.
Bizim gördüğümüz şey bu ülkenin
ve üç grup faturamız oldu.
Faturayı ödemek zorundayım.
Size faturayı hemen getireceğim.
Faturayı ödemem konusunda ısrar etti.
Lütfen faturayı unutma.
Tom elektrik faturasını ödemeyi unuttu.
Faturanın bugün hâlâ ödenmesi gerekiyor.
Bu faturayı yarına kadar ödemem gerekiyor.
nasıl kaçınabileceğimizi açıklamak için verileri kullandık.
Faturayı ödemediği için suyu kestiler.
Kahvemde bir sinek olduğu için, faturayı ödemek zorunda değildim.
Tom hesabı ödeme konusunda ısrar etti.
Tom hesabı ödemek için cüzdanında yeterli parası olduğunu düşünmüyordu.