Examples of using "Máriát" in a sentence and their turkish translations:
Ben Mary'yi severim.
Tom Mary'ye çıkma teklif etti.
Tom Mary'ye saygı gösterdi.
Tom, Mary'yi tanıyor.
Ben sadece Mary'yi sevdim.
Mary'den hoşlanıyorsun, değil mi?
Mary'nin masum olduğunu düşünüyor musun?
Tom Mary'yi beklemeye devam etti.
- Tom, Mary ile temasa geçti.
- Tom, Mary ile bağlantı kurdu.
Tom, Mary'den hoşlanıyor mu?
John, Mary'yi seviyor.
Tom, Mary'yi aldatıyor.
Tom Mary'yi metro istasyonuna kadar gezdirdi.
Tom Mary'yi durdurmaya çalıştı.
"Mary'yi öldürdün mü?" "Hayır, öldürmedim."
Tom Mary'nin gülümsediğini gördü.
Tom Mary'yi her iki yanağından öptü.
Tom, Mary'yi çok sevmez.
Tom asla Mary'yi ziyaret etmedi.
Mary uzaylılar tarafından kaçırıldı.
Tom, Mary'yi unutamıyor.
Tom Mary'yi bir dolaba kitledi.
Maria'ya İngilizce öğretmek zorundayım.
Tom artık Mary'yi sevmiyor.
Mary, büyü uygulama konusunda suçlanıyordu.
Mary'ye herkes tarafından saygı duyulur.
Tom, Mary'yi saçından tuttu.
Tom Mary'yi hastanede ziyaret etmek için gitti.
Tom Mary'yi gördüğüne mutlu değil.
Tom Mary'yi gördüğüne gerçekten mutluydu.
Tom bazen sabahleyin kahvaltıdan önce Mary'yi arar.
Tom henüz Mary'yi görmedi.
Tom Mary'yi defalarca aramaya çalıştı.
Tom, Mary'ye sarıldı.
Tom Mary'nin dışarıda oynamasına izin vermedi.
Tom Mary'yi hatalı olduğu konusunda ikna etti.
Tom, Mary ile evlenmek istemiyordu.
Tom'un gözü karardı ve Mary'ye vurdu.
Şu ana kadar Mary'yi öpen ilk delikanlı Tom'du.
Onun saçı ve kafasını tutma şekli bana Maria'yı hatırlatıyor.
Tom ne Mary'yi nede kız kardeşini tanımıyor.
Tom, Maria'yı öpmeden önce gözlerini kapadı.
Tom, Mary'nin biraz süt alması için süpermarkete gitmesini istedi.
Tom otobanda çok hızlı araba kullanarak Mary'yi etkilemeye çalıştı ama işe yaramadı.