Examples of using "János" in a sentence and their turkish translations:
John Mary'yi atlattı.
John Mary'yi ayağa kaldırdı.
John, Amerika'da doğdu.
John, Mary'yi seviyor.
John nasıl?
John ve Ann birbirlerini seviyorlar.
Gördüğünüz gibi onun mükemmeliyetçiliği ve katı çalışma etiği
John, kediyi gördün mü?
John resme baktı.
John büyük bir serveti miras olarak aldı.
John benden iki yıl daha yaşlıdır.
John ve Peter ayrılmaz arkadaşlar.
Tom Mary'ye John'un numarasını verdi.
Tom John ve Mary'nin düğününe katıldı.
Tom ve John'un benzediğini düşünmüyor musun?
John'un her zaman okula niçin geç kaldığını merak ediyorum.
Tom, Mary'ye John'un karısını tanıyıp tanımadığını sordu.
John o ödülü alacak ilk kişiydi.
John'un annesi öyle genç görünüyor ki, sık sık John'un ablası olduğu sanılıyor.
Tom, John'un en büyük oğludur.
John odaya girer girmez Tom ve Mary konuşmayı durdurdu.
Tom Mary'nin John'un neden kendisinden hoşlanmadığını bildiğine inanamıyor.
Onlar oğullarına John adını verdiler.
Tom, Johannes onu tabanca ile tehdit ettiği için Maria'nın önünde duruyordu.
John kapıyı çaldığında Tom ve Mary akşam yemeği için oturmak üzerelerdi.
Mary yüzemez, John da yüzemez.
Tom, Mary ve John masanın etrafında oturuyor.
Tom Mary'ye John'un adresini bilip bilmediğini sordu.