Examples of using "Gyerekeket" in a sentence and their turkish translations:
Ben çocukları severim.
Ben çocuklar istiyorum.
O, çocuk istiyor.
O, çocukları yatağa koydu.
Sen çocukları seversin, değil mi?
Biz çocukları severiz.
O, çocukları seviyor.
Çocuklardan nefret ederim.
Çocuklar için üzülüyorum.
Çocukları içeride tut.
Tom çocukları sever.
Çocuklar etkilenmedi.
Tom çocukları eğlendirdi.
Onlar çocukları duymadı.
Çocukları uyandır.
Çocukları yatırma zamanı.
Tom çocuklardan nefret eder.
Çocukları korkutmak istemiyoruz.
Tom çocukları sevmez.
Komşu çocuklarıyla ilgilenmek zorundayım.
Kız kardeşim çocukları hayvanat bahçesine götürdü.
Yoksul ve eşcinsel çocuklar zorbalığa daha çok maruz kalıyor,
hayatı nasıl tasarlayacaklarını öğreten ''Play For Tomorrow''
Çocukları severim. Öğretmen olmamın nedeni budur.
Çocukları caddeden karşıya geçerken gördüm.
Çocukları hayvanat bahçesine götürelim.
Çocuklar reklamlardan kolayca etkilenirler.
ve bütün çocukları hayatlarında ilk defa diş hekimine götürdüm.
yani çocukların orada oynadıklarını hiç fark etmemiştim."
Çocukları sevmiyorum.
Tom her gün çocukları okula götürür.
Öğretmen boy sırasına göre çocukları sıraya dizdi.
Çocukların oynamasına izin ver.
Asla çocuk sahibi olmak istemedim.
Tom bankta oturdu, çocukların oynamasını izledi.
Oğluna çocukları yiyen bir canavarla ilgili hikayeyi anlattı.
Ama biliyoruz ki hükûmet hâlâ çocukları ailelerinden ayırıyor
çocuk sahibi olma yeteneğimizle bağlantılı olduğu öğretildi.
Çocuklarla aran iyi.